Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı ise mağdurun baskı altında olduğu için ifade değiştirdiğini öne sürüp, olaya ilişkin tanıkların dinlenmesi talebinde bulundu.
Çiğli'de yaşayan M.K., geçen kasım ayında okuldaki öğretmenine, babasının cinsel istismarına uğradığını söyledi. Öğretmeni M.K.'yi de yanına alarak polise başvurdu. ÇİM'de alınan ifadesinde M.K., yaz aylarında, annesinden ayrı yaşayan babasının yanında kaldığını, 2017 ve 2018 yıllarında kendisine cinsel istismarda bulunduğunu ileri sürdü. ÇİM'de M.K.'nin yaşı ile uyumlu konuştuğu, yaşadıklarını olduğu gibi anlattığı, ezberletilmiş basma kalıp cümleler kurmadığı, psikolojik olarak etkilendiği için bazı durumları yazarak anlattığı yolunda rapor hazırlandı. Bunun üzerine baba İ.K. gözaltına alındı. İ.K. emniyetteki ifadesinde dini nikahlı eşi H.K. ile ayrı yaşadıklarını, kızının yaz tatillerinde yanında kaldığını ve cinsel istismarda bulunmadığını belirterek, suçlamaları reddetti. Ancak, İ.K. ile H.K. arasında herhangi bir husumetin bulunmaması da göz önüne alınarak, şüpheli baba sevk edildiği adliyede, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
İ.K. hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan dava açıldı. Mağdur M.K. ise devlet korumasına alınarak yurda yerleştirildi.
SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
İzmir Karşıyaka 2'nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya tutuklu sanık İ.K., mağdur M.K. annesi H.K., Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen ve tarafların avukatları katıldı. Duruşmada suçlamaları kabul etmeyen İ.K., kızının akıllı telefon kullanmasına karşı çıktığını, bunun dışında kızıyla herhangi bir sorun yaşamadıklarını iddia ederek, "Ben kızıma böyle bir şey yapmadım. Neden öğretmenine böyle bir şey söyledi anlam veremiyorum. Yaşı gereği akıllı telefon kullanmasına karşıyım. Ama benden gizli olarak kullanmaya başlamış. Annesine 'Neden izin veriyorsun' diyerek kızdım. Bunun dışında kızımla bir sorunum yoktur. Eşimle ayrı yaşadığımız için kızım bende de kalır. Bekar evinde yalnız kalıyorum. Evde iki kanepe var. Gözaltına alındığım gün biz kızımla aynı kanepede uyuyorduk. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
Sanığın ayrı yaşadığı eşi H.K. de İ.K.'nin kızına cinsel istismarda bulunabilecek biri olmadığını belirterek, "Sanık benim eski kocamdır. Bir süre imam nikahlı olarak yaşadık. M.K. de onun öz kızıdır. Öz kızına böyle bir şey yapacak adam değildir. Kendisinden şikayetçi değilim. Kızıma cinsel istismarda bulunduğuna dair hiç şüphem olmadı" diye konuştu.
DURUŞMADA İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ
Pedagog eşliğinde duruşmada konuşan M.K. ise ifadesini değiştirerek babasının kendisine cinsel istismarda bulunmadığını söyledi. Öğretmenine söyledikleri ve ÇİM'de alınan ifadesi hatırlatılan M.K., babasının annesini dövmesinden dolayı sinirlenerek böyle bir şey söylediğini iddia ederek, babasından şikayetçi olmadığını ifade etti. M.K. ayrıca olaydan sonra yerleştirildiği yurdu beğenmediğini de söyledi. M.K.'nin ifadesinin ardından mahkeme heyeti, mağdurun ifade değiştirmesine ilişkin pedagogdan görüş istedi. Pedagog, aradan geçen süre ve sanığın birinci derecede yakını olması nedeniyle M.K.'nin baskı altında olabileceğini beyan etti.
BAKANLIK AVUKATI: ÇOCUK BASKI ALTINDA
Davaya katılma talebinde bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen, mağdurun konuşma tarzından dolayı baskı altında olduğunun anlaşıldığını belirterek, mahkemede verdiği ifadeyi kabul etmediklerini ve olayı anlattığı öğretmeni ile sınıf arkadaşlarının tanık olarak dinlenmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, bakanlık avukatı Özenin mağdurun olayı ilk anlattığı öğretmeni ve sınıf arkadaşlarının tanık olarak dinlenmeleri talebini kabul ederek, bir sonraki celse hazır edilmelerini istedi.
Mahkeme ayrıca, sanığın tutukluluk halinin devamına, olaydan sonra devlet korumasına alınan M.K.'nin velayeti için kayyum atanmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.
YORUMLAR