Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Av. Hamza Dağ, İzmir’in son günlerde gündemini meşgul eden grev hakkında konuştu. Açıklamasında İzmir’in ve İzmirlinin mağdur edilerek, kamu kaynaklarının heba edildiğini belirten Dağ; “Her gün yüzbinlerce insan bu sıcakta mağdur edilirken, kamu kaynakları bir servet değerinde boşa akıp giderken bütün sorunlara karşı gözlerimizi kapatıp hiçbir sorun yokmuş gibi davranmak, en başta İzmirlilere karşı büyük bir haksızlıktır” dedi. Hamza Dağ yaptığı açıklamada;
İzmir Büyükşehir Belediyesinin kamu yararı gözeterek ve vatandaşa hizmet etmesi amacıyla kurduğu işletmelerinin günümüzde geldiği nokta, tamamen yönetimsel fiyasko olarak değerlendirilecek türdedir. En son yaşanan olayın detaylarına bakınca, yine İzmir’in kronikleşmiş kötü belediyecilik örneğiyle karşılaştık’ dedi.
Plansız olarak yapılan büyük hacimli yatırımların ve atıl durumda kalan verimsiz işletmelerin faturası her zaman olduğu gibi bu sefer de İzmirliler için büyük oldu. Günlük 40 bin yolcu ve 2 bin civarı araç taşıyan işletmenin, 21 günlük grevden kaynaklı zararı yaklaşık olarak 4,5 milyon Türk Lirasıdır. Ve bu sadece yanlış yönetilen bir işletmeden kaynaklıdır! Yazın ortasından İzmir’in bir ucundan öbür ucuna gitmek için trafikte geçirdikleri zamanın faturası ve buna ek olarak İzmirlilerin geliştirmiş oldukları alternatif çözümlerin maliyetinin, kamu zararının kat be kat üstünde olduğu tahmin ediyoruz. Dünya Bankasından alınan yaklaşık Yarım Milyar Türk Lirası krediyle satın alınan gemilerin 21 gündür iskeleye bağlı kalmasından kaynaklı bakım onarım maliyetlerini de hesaba katarak bir toplama yaparsak, İzmir’in yönetimsel olarak içinde bulunduğu zararın yanında, Kamunun zararının sözü bile edilmez. Birde öte yandan bu kadar büyük zararın sebebi olan çalışanların tarafından istenen zammın 12 aylık maliyeti 960 bin lira ve istenilen rakamlar belediyenin diğer işletmeleriyle aynı oranda. Bunlar diyalog ile çalışanların menfaatleri gözetilerek çözülebilecek hususlar iken yaşananlar ortadadır’ dedi
Biz İzmirliler, ne yazık ki kenti yönetenlerin yapmış oldukları hatalardan dolayı sürekli mağdur oluyoruz. Diyalog ve iletişim ile çözülebilecek birçok konuda inatlaşmanın bedelini elbette herkesten önce bizler ödüyoruz. Kamu kaynaklarının heba edilmesi uğruna bu inatların devam ettirilmesine her gün yüzbinlerce insanın çile çekmesine 21 gün boyunca hep birlikte şahit olduk. Bugün gelinen noktada sorunlara pansuman çözümler üretmek üzere bazı çözümler ortaya atılmaktadır. İzmir’in kentsel dönüşüm, çevre düzenlemesi, imar, trafik, toplu ulaşım gibi sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesi konusunda tüm İzmirlilerin mevcut yönetimlerden ümidini kestiğini tekrar ifade etmeye gerek bile yoktur. İzmir’in birçok sorunu “Yönetişim ve diyalog” mantığıyla ve yaklaşımı ile çözülebilecek sorunlardır. Tek taraflı ve yüksek bir ses tonu ile iletişim ya da diyalog değil sadece monolog ortaya çıkmaktadır. Oysa Türkiye’nin birçok yerinde yönetişim mantığıyla hareket eden belediyeler kentsel dönüşüm, toplu ulaşım gibi en zor sorunlara dahi çözüm üretebiliyorlar. İzmirliler ile sağlanamayan bu diyalog ortamından kaynaklı sorunların büyüdüğünü gördükçe bir İzmirli olarak üzülüyorum. Bizler iletişimin ve yönetişimin önemini bilen kişileriz. İzmirlilerin bunu hak ettiğini de sonuna kadar düşünüyoruz. Bu hususta en azından pansuman çözüm dediğimiz, anlık bir takım sorunların giderilmesi konusunda mevcut yönetimlerin bu kadar isteksiz olmasını ve ağırdan almasını da anlayamıyoruz.
YORUMLAR