CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline ilişkin açıklayacağı gerekçeli kararla ilgili, "Bu kararı yazan kim? Saray. Şimdi göndermiş 200 sayfalık gerekçeli kararı YSK'ye, bu karara 'evet' diyen 7 üyenin bunu imzalaması bekleniyor. Yazılan gerekçede, kuzuyu kapan kurdun, kuzuyu suçlamasından başka hiçbir şey olmayacaktır." dedi.
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 19 Mayıs 1919'un, rotası milli egemenlik olan kutlu bir yolculuğun başlangıcı, Milli Mücadele'nin ve onu ebedi lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün doğum günü, emperyalizme diz çöktürülen büyük bir mücadelenin başlangıcı olduğunu belirtti.
Başta Atatürk olmak üzere, Kurtuluş Savaşı'nın ve kuruluş mücadelesinin tüm kahramanlarını saygı, sevgi ve minnetle anan Öztrak, demokratik rejimlerin, yasama, yürütme ve yargının birbirlerini denetleyip dengelemesine, hukukun önünde herkesin eşit olmasına, fikir özgürlüğüne ve sandıktan çıkan millet iradesine herkesin saygı duymasına bağlı olduğunu söyledi.
Türkiye'de demokrasinin bu prensiplerinin uzunca bir süredir aşındırıldığını, hukukun üstünlüğünün yok edildiğini, kuvvetler ayrılığının işlevsiz hale getirildiğini, vatandaşların fikirlerini özgürce ifade edemediğini vurgulayan Öztrak, bunun etkilerinin her alanda görüldüğünü ifade etti.
"Bunun son örneği, 6 Mayıs'ta gerçekleşen sandık darbesidir. Demokratik meşruiyetin elde kalan son kilit taşı olan sandık da bu darbeyle çökertilmek istenmiştir." diyen Öztrak, 31 Mart'ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde milletin sandıkta söylediği sözün, masa başı oyunlarıyla gasbedildiğini savundu.
Yüksek Seçim Kurulu'nun 6 Mayıs'ta milletin iradesini elinden aldığını, saray iktidarının siyasi bir kararla, YSK eliyle yerleşik seçim hukukunu ve geçmiş uygulamaları altüst ettiğini ileri süren Öztrak, şöyle konuştu:
"Sandıkta milletin oyunu çalamayanlar, seçimi çalmış, milletin tertemiz iradesine açıkça ihanet etmişlerdir. Sandık darbesinin üzerinden 14 gün geçti. YSK'nin gerekçeli kararı şu ana kadar daha açıklanmadı. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Genel Başkanı hafta sonunda 'YSK'nin gerekçeli kararının bugün açıklanacağını' söylemişti. Bugün de basında '200 sayfalık bir gerekçeli kararın tamamlandığı'na yönelik haberler yer alıyor. Bu kararı yazan kim? Saray. Şimdi göndermiş 200 sayfalık gerekçeli kararı YSK'ye, bu karara 'evet' diyen 7 üyenin bunu imzalaması bekleniyor. Aslında YSK'nin bir tane asıl üyesi var, o da sarayın kibirli kişisi. YSK'daki diğer üyelerin hepsi yedek. Yazılan gerekçede kuzuyu kapan kurdun, kuzuyu suçlamasından başka hiçbir şey olmayacaktır."
"Kamera kayıtlarını bekliyoruz"
AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'ın "sandık başkanlarının, seçmen tipinden AK Parti'ye oy vereceklerini anlayarak, büyükşehir belediye pusulası vermediği"ni söylediğini aktaran Öztrak, "Bu iddia, başta AK Partili kardeşlerimiz olmak üzere tüm İstanbulluların aklıyla alay etmektir." dedi.
Oy pusulalarına bakıldığında en fazla oyun büyükşehir belediye başkanlığı için kullanıldığının görüldüğüne dikkati çeken Öztrak, şöyle devam etti:
"Bu siyaset erbabına Allah akıl fikir versin demekten başka yapacak hiçbir şeyimiz yok. Çalınan minare o kadar büyük ki kılıf uydurmak çok zor oluyor. Bakalım 200 sayfalık gerekçeli karar buna kılıf olmaya yetecek mi? İstanbul'un dünyalığı için ahiretleri dahil her şeyi yakmaya razı oluyorlar. İnsanın içi acıyor. Biz, YSK'nin gerekçeli kararında şu hususların mutlaka açıklıkla yer almasını bekliyoruz, Adalet ve Kalkınma Partisi, YSK'ye verdiği iptal dilekçesinde pek çok şeyi iddia etti ama oy çalındığını hiç söylemedi. YSK de açıklamış olduğu kısa kararında çalma çırpmadan hiç söz etmedi. Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Genel Başkanı ve onun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ağzından oyların çalındığını hiçbir şekilde düşürmüyorlar. Bu oylar çalındıysa açıklasınlar, bu oyları kim çaldı? Bu oyların çalınmasına AK Parti'nin gözlemcileri, sandıktaki görevlileri neden, nasıl göz yumdu?"
Öztrak, gerekçeli kararın ekinde kamera görüntülerinin de yer almasını beklediklerini belirterek, "Bu iddianın kanıtlarını ve görüntülerini gerekçeli kararda görmezsek, o zaman bu iftiracılar çıkmalılar ve milletten özür dilemeliler." ifadesini kullandı.
"Niye çöpe attığını açıklamalı"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sürekli bazı sandıklarda oy sayım ve döküm cetvellerinin mühürsüz, imzasız veya eksik olduğunu söylediğini hatırlatan Öztrak, bu hususun da YSK'nin kısa kararında yer almadığını anımsattı.
Öztrak, YSK'den, bunu bir iptal gerekçesi olarak görmesi durumunda, ıslak imzalı sandık sonuç tutanaklarının neye yaradığını açıklamasını istedi.
YSK'nin geçmişteki karar ve uygulamalarını niye çöpe attığını bu gerekçeli kararda açıklamasını beklediklerine dikkati çeken Faik Öztrak, "Belli ki çalınan minareye 200 sayfalık kılıf anca yetmiştir. Aslında bu kararın siyasi olduğu gerekçeli karar yayımlandıktan sonra tüm milletimiz tarafından bir defa daha görülecektir. YSK bunları yapmazsa, alınan kararın hukuki değil, siyasi olduğu bir kere daha anlaşılacaktır." dedi.
"82 milyon vatandaş mağdur oldu"
Genç işsizliğine ve ekonomide sorunlar yaşandığına değinen Öztrak, "Gençlerine umut vermeyen bir ülke, geleceğine de güvenle bakamaz. 2014 yılından bu yana Türkiye ortalama 7,5 ayda bir sandık başına gitti. Böyle bir ülkenin geleceğe odaklanmasını nasıl bekleyebiliriz ki?" ifadesini kullandı.
Şimdi de 31 Mart'taki İstanbul seçim sonuçlarının yenilendiğini belirten Öztrak, şu değerlendirmede bulundu:
"Erdoğan bu kararıyla sadece Ekrem İmamoğlu'nu ve İstanbulluları değil, 82 milyon vatandaşımızı mağdur etti. 1 Nisan'da faizler yüzde 21'di, bugün yüzde 26'yı aştı. Hazine 2004 yılından bugüne kadar ilk defa yüzde 26'nın üstünde bir faizle borçlandı. 1 Nisan'da dolar kuru 5 lira 49 kuruştu, bugün 6 lira 6 kuruş civarında. Türk Lirası 1 Nisan'dan bu yana benzer ülkelerle karşılaştırdığınızda en fazla değer yitiren para birimi oldu. Türkiye, dünyada hayat pahalılığının en yüksek olduğu 8 ülkeden birisi. Paramızın satın alma gücü gün görmüş kar gibi sürekli eriyor. Reel sektörün 197 milyar dolar net döviz borcu var. 1 Nisan'dan bu yana gerçekleşen döviz kurundaki hareket nedeniyle şirketlerimiz 113 milyar Türk Lirası zarar etti. Bu dönemde şirketlerin borsa değerindeki düşüş ise 59 milyar Türk Lirası. İstanbul seçimlerinin şirketlere toplam maliyeti 172 milyar lira oldu. Bu önümüzdeki günlerde işsizliğin ve enflasyonun daha da azacağını, milletin daha da fakirleşeceğini, ezileceğini ortaya koyuyor."
Öztrak, ekonomide yaşanan sorunun tek sorumlusunun dışarıdaki konjonktür değişimini doğru okuyamayan Erdoğan ve arkadaşları olduğunu ileri sürerek, 16 Haziran 2009'da Resmi Gazete'de yayımlanan, "şirketlerin hesapsız, kitapsız borçlanmalarının önünü açan" kararnameyi göstererek, bunun, şirketlerin borca batmasının önünü açtığını savundu.
"Ortak çözüm gerekiyor"
Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "19 Mayıs'ta Samsun'da liderlerin verdiği birlik beraberlik pozunu nasıl değerlendirdiği" sorulan Öztrak, Türkiye tek adam parti devleti rejimine geçtiğinden beri ortak aklı çalıştırmayı, milletin meselelerini çözmek için liderlerin bir masanın etrafında toplanmasını, birlikte hareket etmeyi unuttuğu için bu fotoğrafın ses getirdiğinin altını çizdi.
"Anlaşılan bu tek adam parti devleti rejiminde bu tür bir araya gelmeleri görmek için hep 100 yıl beklemek zorunda kalacağız." diyen Öztrak, ülkenin çok ciddi sorunlarının olduğunu, ortak çözümlerin gerektiğini vurguladı.
"İstanbul'da oy vermeyen 1 milyon 700 bin seçmen var. Siz, YSK'den bunun listesini isteniz mi?" sorusu üzerine Öztrak, "Eğer bu listeler Adalet ve Kalkınma Partisi elinde var ise ki var görünüyor, bu listeleri biz de istiyoruz dedik ama YSK'den herhangi bir ses gelmedi. Basın yoluyla bu talebi yaptık. Adalet ve Kalkınma Partisi yetkilileri de 'bizim elimizde böyle bir liste vardır' ya da 'yoktur' desinler, ondan sonra resmi talebimizi yapalım." dedi.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun kullandığı ifadeler karşısında 'YSK üyeleri dava açmalıdır' dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, "Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı kendini her şeyin patronu görüyor. Bu çerçevede öyle anlaşılıyor ki YSK'ye 200 sayfalık gerekçeli kararı göndermiş, bunun imzalanmasını bekliyor, aynı zamanda 'Kılıçdaroğlu size hakaret etti, buna dava açın' talimatı veriyor. Bu, ülkenin aslında ne hale geldiğini gösteren bir başka tablodur. Yani 'sizi eleştirdi, size şunu bunu dedi, gidin dava açın' demek, bu ülkenin Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuş Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı'na mı düşüyor?" yanıtını verdi.
YORUMLAR