İzmir’de şehir planlamacılığının, ülke gündemine göre ya da ekonomik teknolojik gelişmelere göre yapıldığını vurgulayan Şehir Plancıları İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, “İzmir İnciraltı’nda Expoyu konuşurken o zamanlar sağlık kenti İzmir başlığı ön plandaydı. Ama bugüne geldiğimizde inovasyon kenti İzmir deniyor. Ama bu söylemle kaldığı vakit de bir sonuca ulaşılamıyor” diye konuştu.
Yeteri kadar yeşil alanımız var mı?
Günümüzde iklim değişikliğinden bahsedildiğini, denize kıyısı olan kentte yaşadığımızı belirten Kocaer, şöyle devam etti: “Körfezin kirlilik durumu ortada. Keza hemen çevresindeki sanayileşme de öyle. Ağır sanayinin yarattığı kirlilikleri de unutmayalım. Termik santraller bugün peyder pey projelendiriliyor. Projelendirilmesi önemli bir konu ama ne yazık ki, hayata geçirilirken yeterli düzeyde denetim ve çevresel anlamda kontrol yapılmıyor. Şimdi kentlerin içine baktığımızda, sorulması gereken önemli soru; yeteri kadar yeşil alanımız, nefes alabileceğimiz oksijen kaynaklarımız var mı? Bunları teker teker önümüze koyduğumuzda bakıyoruz ki bu vizyonların hepsi birer başlık ve söylemden ibaret oluyor. Elbette İzmir’in turizm kenti, sağlık kenti olmasını istiyoruz ama doğru planlama, doğru şehircilik çerçevesinde gerçekleşmeli bütün bu çalışmalar.”
İzmir yeniliklere açık bir kent
İzmir’in yeniliklere açık bir kent olduğunu ifade eden Özlem Şenyol Kocaer şu açıklamalarda bulundu: “İzmir kent ve insan yapısıyla son derece yeniliklere açık bir şehir. Batıya açılan bir kapı. Liman kenti olması önemli bir özellik. Yanı sıra çevresinde turizm anlamında çok büyük potansiyel var. Tarihi geçmişi aynı zamanda doğal nitelikleri olan bir kent. Her yönüyle önemli ama dediğim gibi ama biz şehir planlamacıları, şehircilik anlamında atılan adımları müdahale olarak algılıyoruz. Kentin doğasına tarihine uymayan müdahaleler, ki bizim vizyon ve geleceğimizi etkiliyorlar.”
Basmane’de bir gökdelen silueti etkiler
Genel anlamda bakıldığında bir misyondan söz edilebileceğini ancak, vizyonumuzun olmadığını söyleyen Özlem Şenyo Kocaer, sözlerine şöyle devam etti: “Artık halkımız da yaşam alanlarını savunma ve kentlilik bilinci anlamında eğitimli hale geldi. Ben inanıyorum ki, hem kültür hem tarih hem doğal niteliğini koruyan gelecek nesillere aktaran güzel projeler, katılımcı bir yönetimle yapıldığı takdirde ilerleme sağlanabilir. Mesela bugün çok yakın gündemimizde olan bir konu var: Basmane’de bir gökdelen dikilmesi! Projenin yer aldığı alan itibariyle uygun bir proje değil. Tam da kimlik meselesinden bahsediyoruz. Turizm kenti İzmir olabilir diyoruz. Basmane, Kemeraltı ve o tarihi aksın içinde yer alan bir bölgede yer alacak gökdelen ve silueti ciddi anlamda etkileyecek. O bölgede yoğunlaşmayı etkileyecek. 68 katlı bir gökdelen binasından bahsediliyor. Bu ciddi bir proje ve hem altyapı anlamında ciddi bir yük getirecek.”
YORUMLAR