KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Konya’daki programının ikinci gününde Vali Vahdettin Özkan’ı makamında ziyaret etti. Ardından Bedesten Çarşısı’nda incelemelerde bulunup, esnafa sohbet eden Tatar, Mevlana Müzesi’ni ziyaret ederek Mevlana’nın sandukası başında dua etti.
Daha sonra Kıbrıs gazileriyle bir araya gelen Tatar konuşmasında şunları söyledi:
* Cumhurbaşkanı olduktan sonra artık Kıbrıs’ta yan yana yaşayan iki devletten bahsediyoruz. Federasyon mederasyon, Rumlarla bir ortaklık artık geride kalmıştır. Onlar, hiçbir zaman kabul görmemiştir. Çünkü Rumlar, Türklerin iyi niyetlerini her zaman ellerinin tersiyle itmiştir.
* Haliyle artık egemen eşitliğe dayalı, iki devlet temelinde, yani iki devletin iş birliğinde anlaşma olacaksa olsun. Çünkü oynanan oyun, Kıbrıs’ı tamamıyla Avrupa Birliğine almak.
* Kıbrıs Federal Cumhuriyeti bağlamında, kuzeyiyle, güneyiyle Avrupa Birliği’nde, bizleri de Türkiye’den kopartmak. Kimsenin gücü bizim Türkiye ile bağlarımızı kopartmaya yetmez.
* Bizim Türkiye Cumhuriyeti ile bağlarımız tarihten gelen gönül birliğimizle eş değerdir. 1571’ten bu yana aramızdaki maneviyat bağları ve gönül birliği, milli heyecan bizleri daha da yakınlaştırmaktadır.
61 yaşına giren KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, şehit ailelerini ziyareti sırasında doğum günü pastası sürpriziyle karşılaştı. Tatar, pastayı kesip şehit aileleriyle birlikte yedi. Ardından İrfan Medeniyeti Araştırma ve Kültür Merkezi’ni ziyaret eden KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, burada sema gösterisi izledi.
“EKONOMİK OLARAK KALKINMAMIZ GEREKİR”
Daha sonra Konya Ticaret Odası’nda iş insanlarıyla bir araya gelen Tatar, şunları söyledi:
* KKTC, Doğu Akdeniz’de bir bakıma ulusumuzun bir serhat bekçiliği görevini yapmakta. Doğu Akdeniz’de ulusal çıkarlarımızın korunması için milli meselelerde hem mavi vatanda hem göklerde, hava sahasında bizlerin üstünlüğünü koruması için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, egemen bir devlet olarak gerçekten Türkiye ile iş birliği içinde.
* Bütün bu ilişkileri en iyi şekilde götürmek suretiyle görevini en iyi şekilde yapmaktadır. Dolayısıyla Kıbrıs Türk halkının da ekonomik olarak rahat edebilmesi için insanlarımın, gençlerimin iş bulabilmeleri için o toprağa daha fazla bağlanmaları için de ekonomik olarak da kalkınmamız gerekir.
“MARAŞ’I 200 BİN KİŞİ ZİYARET ETTİ”
KKTC’deki turizm sektörüne değinen Ersin Tatar, imkanları kısıtlı olmasına rağmen çoğu ülkeden daha iyi bir turizm hizmeti sunabilecek noktaya geldiklerini kaydetti.
Maraş’ın açılmasının da turizme katkı sağladığını ifade eden Tatar, şöyle konuştu:
* Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nin hem ekonomisine hem de turizmine büyük bir hizmet vermektedir. Çünkü Maraş marka değeri olan bir turizm bölgesidir.
* Pandemiye rağmen Maraş’ın açılmasıyla birlikte 200 binden fazla insan ziyaret etti. Yeni dönemde orada yapılacak birtakım alt yapı çalışmalarıyla yavaş yavaş açıldığını göreceğiz ve bu da ekonomimize büyük katkı yapacaktır.
Ersin Tatar, KKTC’nin daha iyi kalkınması için de iş insanlarını yatırım yapmaya, bilgi ve birikimlerini Kıbrıslı Türklerle paylaşmaya davet etti.
TATAR: RUMLARIN BOYUNDURUĞU ALTINA GİRMEYİZ
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Konya’daki programı kapsamında Bilim Merkezi’nde gençlerle söyleşide buluştu. KKTC’nin tarihini anlatan Tatar, gençlerin sorularını cevapladı.
Tatar, Maraş’ın yeniden açılmasıyla ilgili soru üzerine Maraş’taki mülklerin Türk vakıflarına ait olduğunu belirterek, ”Maraş esas itibariyle bizim Türk vakıflarına ait bir bölgeyeydi. 1571’den sonra adanın tümü esas itibariyle Osmanlı adasıydı ve oradaki mallar, mülkler bir takım vakıflara aitti ve hepsinin belgesi vardır.” dedi. Tatar, Maraş’ın KKTC’ye ait olduğunu belirterek şunları söyledi:
* Mehmetçiğimiz adaya geldiğinde, zaten adanın tümü bizimdi ama koşullar değişmiş. Nüfus politikası maalesef, maalesef diyorum çünkü geçenlerde bana sunum yapıldı.
* 1878’de Osmanlı, Kıbrıs’ı İngiltere’ye devrederken nüfus 50 bin Türk, 100 bin Rum. Aradaki fark 50 bin. 1960’da bizim 50 bin olmuş 100, Rum’un 100 bin olmuş 400 bin. İngiliz döneminde gerçekten Yunanistan ve diğer adalardan nüfus çekmek süratiyle nüfusu aleyhimize çevirmiş.
* Bugün Avrupa Birliği’ne bakınız 700 bin nüfus olan Kıbrıs Rum yönetimi Almanya ile aynı hakka sahip. Bir defa veto hakkı var. 450 milyon nüfuslu Avrupa Birliği’nin, 85 milyon nüfuslu Türkiye Cumhuriyeti ilişkilerinde herhangi bir noktada Rum tarafı ‘ben buna onay vermiyorum veto hakkımı kullanıyorum’ derse, veto kullanarak durdurabiliyor.
* O şekilde dünyada insan hakları ve buna benzer bir takım düzenlemeler halklara ayrı haklar vermiştir. Dolayısıyla Kıbrıs’ta iki ayrı halk vardır. Uluslararası standartlarda böyle emretmektedir.
* Dolayısıyla Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumları arasında hiçbir fark olmaması lazım. Zaten anlaşmalarda bunu emrediyor. Dolayısıyla bizde herhangi bir anlaşma durumuna ve hiçbir zaman Rumların boyunduruğu veya onların otoritesi altına girmeyiz ve girmemeliyiz ve nitekim de öyledir.
* O yüzden iki ayrı egemen devletten bahsediyoruz. Şimdi Maraş yeni politikanın bir parçasıdır. Kıbrıs eski Kıbrıs değil. Doğu Akdeniz eski Doğu Akdeniz değil. Türkiye eski Türkiye değil.
* O bakımdan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’deki statüsü ve değeri bu siyasi yeni değerlendirmede çok daha önemli hale gelmiştir.
YORUMLAR