Terör örgütü mensuplarının deşifresine yönelik "sanal devriye" görevi yürüten siber polisler, geçen yıl 42 bin sosyal medya hesabını inceleyerek aralarında FETÖ/PDY, PKK ve DEAŞ propagandası yapanların da olduğu bin şüphelinin tutuklanmasını sağladı.
Terör örgütlerine karşı yürütülen silahlı mücadele kadar internet ortamında terör propagandası yapanların tespitine yönelik çalışmalar da büyük önem taşıyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı bünyesinde görevli uzman personel, terör örgütü mensuplarının deşifresine yönelik "sanal devriye" görevi yapıyor.
Bu kapsamda siber polislerce 2018 yılında FETÖ/PDY propagandası yapan 15 bin, PKK propagandası yapan 12 bin ve DEAŞ propagandası yapan 2 bin sosyal medya hesabı incelendi.
Ayrıca 13 bin sosyal medya hesabından da devlet büyüklerine hakaret edildiği, uyuşturucu satışı ve kullanımını özendirmeye yönelik paylaşımlarda bulunulduğu ve diğer suç içerikli paylaşımların yapıldığı tespit edildi.
İnceleme sonucu, bu sosyal medya hesaplarını kullanan yaklaşık 18 bin kişinin kimlik bilgilerine ulaşıldı.
Düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 2 bin şüpheliden bini çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
İki ayda 7 bin sosyal medya hesabı incelendi
Sanal devriye ekiplerince, 1 Ocak-28 Şubat döneminde yürütülen çalışmalar kapsamında 2 bin 500'ü FETÖ/PDY, bin 500'ü PKK ve 3 bini de diğerleri olmak üzere 7 bin sosyal medya hesabından suç içerikli paylaşımlar yapıldığı belirlendi.
Bu sosyal medya hesaplarını kullandıkları belirlenen 3 bin 500 kişiye yönelik operasyonlarda yakalanan 100 şüpheli hakkında adli işlem başlatıldı.
"Terör örgütleri sahte hesaplarla algı yapıyor"
EGM Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkan Yardımcısı Kerim Altıay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, terörle mücadelede artık siber suç kavramının da yer aldığına işaret ederek, terör örgütlerinin kendi tabanlarına sosyal medya üzerinden sahte hesaplarla mesajlar verdiklerini söyledi.
Terör örgütlerinin bu sayede algı operasyonu yürüttüklerini ifade eden Altıay, "Siber Suçlarla Mücele Daire Başkanlığı olarak bu yeni konsepte uygun olarak güvenlik politikalarımızı geliştiriyoruz. Yaptığımız en önemli faaliyetler, terör propagandası yapan sosyal medya hesaplarının tespiti, deşifresi ve adli birimlere intikal ettirilmesi. Bu çerçevede terör örgütlerini 7/24 sanal devriyelerimizle takip ediyoruz." diye konuştu.
Siber polislerin, her bir terör örgütünün sosyal medya faaliyetlerini ayrı ayrı takip ettiklerini anlatan Altıay, sosyal medya paylaşımlarının suç içerikli anahtar kelimeler aracılığıyla tarandığını bildirdi.
"Gezi sürecinde gördük"
Altıay, sosyal medyanın gücünü Gezi olayları sırasında gördüklerini söyledi.
"Güvenlik birimlerimizin de sanal devriyeler vasıtasıyla sosyal medyada olması gerektiğini Gezi sürecinde gördük." diyen Altıay, şunları kaydetti:
"Bu amaçla Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı olarak geliştirdiğimiz yazılımlarla sosyal medyanın takibini gerçekleştiriyoruz. Bu yazılımlar kendi mühendislerimiz tarafından ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek ve teknolojik gelişmelere uygun şekilde tasarlanmış yazılımlar. Dışarıdan müdahale söz konusu değil, kendi güvenliğini içinde barındırıyor."
Türkiye'nin terörle mücadelede evrim geçirdiğini ifade eden Altıay, terör örgütlerine karşı silahlı mücadele kadar siber alandaki mücadelenin de önemli olduğuna dikkati çekti.
"Olmayan şeyleri gerçekmiş gibi paylaşıyorlar"
Altıay, terör örgütlerinin, mağdur olduğunu iddia eden kişiler aracılığıyla algı operasyonları yaptıklarını anlattı.
Terör örgütü FETÖ'nün bu konuda geçmiş zamandan beri çok ciddi anlamda faaliyet gösterdiğine işaret eden Altıay, şu tespitlerde bulundu:
"Bunu diğer terör örgütlerinde de net bir şekilde görebiliyoruz. Olmayan, gerçek dışı, yalan haberleri gerçekmiş gibi halkımızın önüne sunarak bir kamuoyu oluşturma, toplum ve devlette bir baskı oluşturma gibi bir amaçlarının olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz.
Bizim de bu şahısların tespit ve deşifresiyle gerçeği ortaya çıkarma gibi önemli bir misyonumuz var."
Sosyal medyada paylaşılan yalan haberlerin deşifresine yönelik yoğun şekilde çalıştıklarını anlatan Altıay, Gezi olayları sırasında paylaşılan ve bir TOMA tarafından ezildiği iddia edilen cesedin, bir kadavraya ait olduğu tespitini buna örnek gösterdi. Terör örgütlerinin, tabanlarını dinç tutmak için sosyal medyadan sıklıkla yanlış haberler paylaştıklarını belirten Altıay, "Sosyal medyayı şöyle düşünün, gözaltına alınan şahsın, gözaltına alınmadan önce yaptığı son iş 'Ben gözaltına alınıyorum.' şeklinde tweet atmak oluyor. Bu toplumda ciddi anlamda karşılığını bulan bir mesaj. Dolayısıyla bunu iyi analiz edip güvenlik güçlerimizi bu anlamda düzgün yönlendirmek asli görevlerimizden bir tanesi. Operasyon yapan birimlerimize anlık olarak bu mesajları ileterek onların güvenlik tedbirlerini o çerçevede yeniden gözden geçirmesini sağlıyoruz." Diyerek sözlerini dile getirdi.
YORUMLAR