Peker, babasının ilk etapta halsizlik ve kendisini iyi hissetmeme şikayetleri olduğunu ancak Kovid-19'dan hiç şüphelenmediklerini anlatarak, "Günler geçtikçe o halsizlik ve iştahsızlık kendini uyku haline, sürekli bir uyuma isteğine bıraktı. Öyle olunca biraz daha şüphelendik. Sesinde biraz boğulma olunca acaba bir nefes problemi mi var diyerek hastaneye gittik." dedi. Babasını 23 Mart'ta hastaneye ilk götürdüklerinde solunum sıkıntısından dolayı yoğun bakıma alındığını aktaran Peker, yaklaşık 130 gün boyunca yoğun bakımda kaldığını ifade etti. Babasının yoğun bakım sürecinden çıktıktan sonra ilk sorusunun, "Yürüyebilecek miyim?" olduğunu dile getiren Peker, sözlerine şöyle devam etti: "Bende en çok yer eden cümlesi bu oldu. Çünkü ayaklarına, bacaklarına çok fazla takmış durumdaydı. Çünkü bu virüsün ayaklarını, bacaklarını hissedemeyecek bir pozisyona getirebileceğine asla inanamadı. O yüzden de bana ilk olarak, 'Ne oldu, Yürüyebilecek miyim?' diye sordu. Yoğun bakım tabii ki zorlu. Zorlu olmasının en önemli sebeplerinden biri çok belirsiz ve çok inişli çıkışlı bir süreç. Yani 2 gün, tablosu iyiye gidiyor derken, bir anda şey altüst oluyor. Bütün değerleri altüst oluyor. Haliyle bu süreci başa sarmışcasına yeniden tedaviler deneniyor. Yoğun bakımdan sonraki süreç de aslında bizim için öyleydi hala da öyle. Biz eve çıktık çok şükür. Babam çok daha iyi ama koronanın insan vücudunda ve farklı bünyelerde ne gibi izler bırakacağı hala belirsizliğini koruduğu için tam olarak ne düşüneceğimizi bilemiyoruz." Maske takanları gördüğü zaman babasının şaşırdığını aktaran Peker, "Çünkü babam hastaneye girdiği dönemlerde maske takma, yasaklar gündemde değildi. Tabii ki anlamakta zorlandı 'Neden herkes maske takıyor? Ne oldu?'' sorularını sordu. Belirsizliğini koruyan bir haldeydi babam." dedi. Babasının yürüyememesine takıldığı için "Neden ben yatıyorum ve neden bacaklarım bu kadar güçsüz?'' sorularını sıkça yönelttiğini belirten Peker, babasının "Beni bu hale ya trafik kazası getirmiş olmalı ya da vuruldum herhalde." dediğini aktardı. Israrla Kovid-19'un kendisini bu hale getirdiğini babasına anlatmalarına rağmen inandırmakta güçlük çektiklerini ifade eden Peker, "Bir de o süreci takip edemediği, virüsün ne boyutlara geldiğini tahmin edemediği için inanmakta güçlük çekti." dedi. İnsanların Kovid-19'u hala ciddiye almadığını belirten Peker, "Maalesef çok ciddiye alınmıyor ve yaşamadan da bilinmeyecek bir süreç. Ama kesinlikle, önlem aldığımız kadar güçlüyüz bu süreçte. Biz hem aile olarak yaşadık bu süreci hem de iş hayatımızda bu vurguyu yapıyoruz. Hastalığı yakından yaşamış insanlar olarak önlemlerin ve alınan tedbirlerin öneminin çok büyük olduğunu biliyoruz. O yüzden hepimizin daha hassasiyetle buna odaklanması gerekiyor. Bizde hep başımıza gelmez diye düşünüyorduk ama 5,5 aylık çok zorlu bir süreç yaşadık. O yüzden tedbirleri esnetmeyelim. Sadece kendimiz için değil sevdiklerimizle birlikte diğer insanlar için de bunlar geçerli." dedi.
YORUMLAR