TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis Tören Salonu'nda düzenlenen "Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkının 90. Yıl Dönümü Programı"nda yaptığı konuşmada, 5 Aralık'ın, sadece Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazandığı günü hatırlamak bakımından değil, Türkiye'de kadınların siyasette, devlet yönetiminde elde ettikleri kazanımları bir kez daha gözden geçirmek, ileriye doğru hedefleri yenilemek bakımından da önemli bir gün olduğunu ifade etti.
Türk kadınının, tarih boyunca toplumsal hayatın içinde olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Eski Türk devletlerinde, hakanların hemen yanı başında yar alan, son derece muktedir; meşveretinden, zaman zaman yönetim kabiliyetlerinden de istifade edilen güçlü kadınların varlığını hepimiz biliyoruz. Yine aynı şekilde Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de kadınların güçlü bir şekilde toplumsal hayatın içerisinde yer aldığı, ortaya koydukları unutulmaz toplumsal faaliyetlerle bugüne kadar adlarını getirmeyi başarabildiklerini de biliyoruz." diye konuştu.
İnsanlık tarihinin en önemli kadın sivil toplum kuruluşlarından birisi olan Baciyan-ı Rum'un da bu milletin bir eseri olduğunu dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kadın haklarındaki gelişmeleri incelerken bunu, Batı toplumlarında kadın ve erkek rol çatışması üzerine oturan ve temelinde mücadele, hatta çatışma olan bir hak arama sürecinin ötesinde; birlikte, beraber birbirini tamamlayan, bir bütünün parçası olarak var olan güçlü kadının oluşmasıyla ilgili bir bakış açısına, bir kültürel zemine sahip olduğumuzun altını çizmek isterim. Bu vesileyle bu yanlış anlamaları geride bırakmak herhalde en önemli meselelerimizden birisidir diye düşünüyorum. Onun için bizim Türk kadınının toplumsal hayatta gelişmesiyle ilgili verilen mücadeleyi bir bütün olarak ele almak; sadece siyasi hakların verilmesi değil, aynı zamanda toplumda var olmalarının bir tarihsel süreci olarak ele almak mecburiyetimiz vardır."
Cumhuriyetin kuruluşuna kadar olan süreçte çalışma hayatında kadınların çok etkili olduğunun, hatta sendikal hareketlerin güçlenmesinde fevkalade büyük çabalarının bulunduğunun unutulmaması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"İlk Meclis'te önce 17, sonradan gerçekleşen yenileme seçimiyle birlikte 18 kadın büyüğümüz Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde erkeklerle birlikte yer aldı. Ancak şunu da söylemek isterim ki, o anayasa değişikliğini yapan Meclis'in de tamamı erkekti. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını veren, o mücadeleye katkı sunan çok değerli büyüklerimizi, Türkiye'de kadın haklarının gelişmesinde emeği olan değerli geçmişimizi şükranla, minnetle yad ediyoruz. O zamandan bu zamana büyük merhaleler katedildi. Bugün öğretim üyelerimizin yüzde 51'inin kadın olması, bir tesadüf değil, on yıllar, hatta yüzyıllar boyunca süren mücadelenin çok değerli bir sonucudur."
Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin en büyük yasama ve denetleme fonksiyonunu icra eden, demokrasinin tecelligahı Meclis'te çeşitli partilerin çatısı altında kadın milletvekillerinin görev almasının bir tesadüf olmadığını belirterek, "Evet, rakamlar ilerlemiştir ama yeterli değildir. Bundan sonra hep beraber hepimizin vazifesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kadın temsilinin artırılması için gayret sarf etmek, hep beraber bu mücadeleyi sürdürmektir." değerlendirmesinde bulundu.
"Türk siyasetinin unutulmaz sayfaları arasında yer almıştır"
"Kadınların temsilini sadece rakam, sadece kota, sadece birtakım istatistik olarak görmenin fevkalade büyük bir yanılgı olduğunun altını çizerim." diyen Kurtulmuş, kadınların temsilinin, aynı zamanda nitelik yükseltilmesiyle ilgili eş zamanlı hareket olduğunu vurguladı.
Kurtulmuş, toplumun niteliğinin artırılması, demokrasinin standartlarının yükseltilmesi için her alanda kadın katılımcılığının artırılması gerektiğini ifade etti.
Atılan hiçbir adımın lüzumsuz olmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, Türkiye demokrasisi yükseldikçe kadınların katılımcılığının da artacağını belirtti.
"Fırsat eşitliği sadece cinsiyetler arasında ayrımcılığın ortadan kaldırılması, kadın-erkek ayrımının kaldırılmasından ibaret değildir." diyen Kurtulmuş, fırsat eşitliğinin, hemcinslerin arasında da aynı fırsatların verilmesi, hemcinslere de aynı fırsat eşitliğinin sağlanması olduğuna işaret etti. TBMM Başkanı Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Maalesef bu çatı altında bile, bırakın devlet memuru olarak kadınların inançlarının gereği olan kıyafetleriyle bürokraside yer almalarını, seçilmiş milletvekillerinin bile TBMM'ye sadece inançları gereği başörtüleri olduğu için sokulmadığı günleri dün gibi hatırlıyoruz. Türkiye'de bir taraftan kadın haklarından dem vuranların, kadınların kendi inandıkları kıyafetlerle gelmeleri konusunda ne kadar çifte standartlı, ikiyüzlü oldukları da Türk siyasetinin unutulmaz sayfaları arasında yer almıştır. Çok şükür artık bu tartışma geride kaldı. Türkiye'nin her yerinde, devletin her biriminde başörtülü, başı açık hiçbir ayrım gözetmeksizin tam manasıyla kadınlarımız arasında fırsat eşitliği sağlanmış ve bu uygulamaya konulmuştur. Bundan dolayı büyük bir memnuniyet içerisindeyim."
Meclis'te, üniversitelerde hiç kimsenin, kimin başının açık, kimin başörtülü olduğuyla ilgilenmediğini ifade eden Kurtulmuş, "TSK'da başörtüsü takan generalimizin varlığı kimseyi rahatsız etmiyor, etmemelidir." dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'de başörtülü valilerin, savcıların, yargıçların olmasının kimseyi rahatsız etmemesi gerektiğini vurguladı.
Bu konudaki tartışmalarla vakit kaybetmenin, fırsat eşitsizliğini ortaya koyacak teklifleri ve düşünceleri gündeme getirmenin "Türkiye'yi yüz yıl, 2 yüz yıl geriye götürmek" anlamına geleceğini ifade eden Kurtulmuş, buna milletin müsaade etmeyeceğini belirtti.
"Kadın vekillerimizin başörtüleriyle yemin edebilmeleri zor mücadelenin sonunda mümkün olmuştur"
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan, 5 Aralık 1934'ün önemli ve anlamlı bir tarih olduğunu söyledi.
Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmesinin ardından 17 kadının ilk kez milletvekili seçildiğini anlatan Erdoğan, kadınların politikaların belirlenmesinde etkin özne olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, Milli Mücadele döneminde kadınların fedakarca mücadele ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"1990 seçimlerinde temsil hakkına sahip kadın vekillerimiz başörtüleriyle yemin edememiştir. Meclis çatısı altında kadın vekillerimizin başörtüleriyle yemin edebilmeleri 16 yıllık zor mücadelenin sonunda 2015 genel seçimleriyle mümkün olmuştur. Böylece, kadınların seçme ve seçilme hakkını kullanabilmesinin önündeki büyük bir engel daha tarihe karışmıştır."
Programa, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, milletvekilleri ve çok sayıda kadın katıldı.
1934-2024 Kadın Milletvekilleri Fotoğraf Sergisi
Programın ardından TBMM Başkanı Kurtulmuş ve Aile ve Bakan Göktaş, "1934-2024 Kadın Milletvekilleri Fotoğraf Sergisi"nin açılışını gerçekleştirdi.
Sergide, Türkiye'de kadınlara 5 Aralık 1934 yılında seçme ve seçilme hakkının verilmesinin ardından yapılan ilk genel seçimler olan 8 Şubat 1935 tarihinde yapılan 5. Dönem seçimlerinde TBMM'de temsil edilen 18 kadın milletvekilinden başlayarak bugüne kadar parlamentoda görev yapan 717 kadın milletvekili ile Temsilciler Meclisi, Cumhuriyet Senatosu ve Danışma Meclisinde görev yapan 19 kadın milletvekilinin fotoğrafı yer aldı.
Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinde görev yapmış 1 kadın başbakan ve 27 kadın bakanın fotoğrafının da bulunduğu sergide, TBMM Başkanlık Divanı ilk kadın üyelerine özel bir yer ayrıldı.
YORUMLAR