"Mafyada yeni moda"

"Mafyada yeni moda"

Serda Kıvılcım'ın kaleminden...

05 Nisan 2017 - 15:29

Mafyada yeni moda

Herkes kendi algı düzeyi içinde yaşar. Algınız ve kararlarınız net değilse, sizi isteyen istediği gibi yönetebilir. Bir heykeltıraşın elinde şekillenen bir taş gibi formdan forma girebilirsiniz.

Toplumları toplum yapan değerler giderek erezyona uğruyor. Kin, nefret, öfke, şiddet, cinayet, aldatma ve tacizlerin ardı arkası kesilmiyor. Hem kendimize hem de çevreye yabancılaşmış durumdayız. Algıda seçiciliğimiz ise yok denecek kadar az.

Yazı yazmak öyle sanıldığı kadar kolay değil; Kalbinizin derinliklerinden gelen o sese kulak verecek, empati duygunuzu kullanacak, cesaretinizi sergileyecek, enerji vampirlerinden de uzakta olacaksınız. Gün içinde o kadar çok detayla uğraşmak zorunda kalıyor, o kadar çok noktayı ‘es’ geçebiliyorsunuz ki…

Gecenin masum sesi

Gece benim için günün en güzel en verimli zamanı. Ne olup bittiğine bakmak, derine inmek, düşünmek ve kendimle konuşmak için vazgeçilmez zaman dilimi.  Gün sonu muhasebesi, akıl, duygu dökümü, artılar eksiler ve en önemlisi geceye gelene kadar yaşadıklarımın net bir dökümü gibi…  Aklımda kalan kalbimi kanatan o kadar çok şey var ki.

Gerçekler gece birer zombi gibi su yüzüne çıkıveriyor.

Torununa tacizde bulunan dededen tutun da kendi halkını zehirli gazlarla öldüren zebanilere, bir Hollywood yıldızına milyon dolarlar verip başrolde oynatan ama buna rağmen dünyada açlıkla savaşan insanlar için 10 bin doları bir araya getiremeyen dünya liderlerine kadar her şey canınızı acıtıyor.

İki kuruşluk dünyada neyi neden paylaşamadığımızın hesabını kimse sormuyor, soramıyor. Aç gözlülük, hırs ve insanlıktan çıkmış karakterlerimizle kendimizden başka hiçbir canlıya yaşama hakkı tanımıyoruz. Doğaya hayvanlara yapılan eziyeti ise hiç söylemiyorum bile.

Dünyada ruhsal, bedensel, mental her türlü şiddet almış başını giderken bir Allah’ın kulu çıkıp da ‘Ya kardeşim nedir bu hal’ diye sorgulayamıyor.

Her şey gibi onlar da bulaşıcı!

Gemisini kurtaran kaptan, benden sonra tufan, köprüyü geçene kadar dayı de mantığıyla, dilimize pelesenk olmuş bu pespaye deyimlerle gündelik yaşamın içinden geçiyoruz. Gülmek, esnemek gibi; öfke, hırs, kin, şiddet, nefret de bulaşıcı!


TV ile haber ve sinema dışında pek ilgili olduğum söylenemez. Haberleri de objektif bir bakış açısıyla sunan alternatif, yabancı ajanslardan takip ediyorum. Geçen gece bir mafya uzmanıyla yapılan röportajı izledim Euronews’te. On yıl önce yayınladığı ‘Gomorrah’ isimli ilk kitabıyla hayatı mafyayla kesişen İtalyan yazar Roberto Saviano ekrandaydı. Kitabındaki bilgiler nedeniyle ölümle tehdit edildi, uzun süre saklandı. Ardından ‘Zero Zero Zero’ isimli narkotik çetelerini masaya yatıran kitabı çıktı. Uyuşturucu, suç örgütleri, şiddet, kara para aklama hakkında gördükleri karşısında hiç bir güç onu  araştırmaktan ve yazmaktan alı koymadı. 

Kitap uluslararası arenada çok satanlar listesinin zirvesinden inmedi. Röportajda dikkat çeken önemli noktalar vardı; Saviano, İtalyan mafyasının yaşadığı değişimlerden örnek verdi ve ekledi:  “En büyük değişim yeni neslin katılımı oldu. Bugün mafyayı kontrol eden isimler oldukça gençleşti. Sanki bir tür aristokrat izolasyonla korunuyorlar. 15 – 20 yaşındaki çocuklara güç verildi. Ve bu nesil çırak gibi değil gerçek mafya olarak görevlendirildi, kuralları, inanılmaz bir askeri gücü, narkotik trafiğini kontrolde oturmuş bir işleri var. En büyük devrim ise kuşkusuz gençleşmeleri çünkü 20 yaşında bir çocuk ölümü daha kolay göze alıyor.”

Mafyada farklı yaşamıyor farklı ölüyorsunuz!

“Yargı bu gruplara şehir teröristleri tanımlamasında bulunuyor. Bu gençlerin DAEŞ‘e katılan cihatçılarla bir benzerliği var mı?” şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı Saviano: “Tam olarak yapı işlev benzerliği yok, cihatçı gruplarla iletişimleri yok. Ama elbette kültürel olarak benzerlikler mevcut. Bugün genç bir Napolili, Meksikalı ya da Güney Afrikalı’nın, DAEŞ‘e katılmayı seçen Kuzey Afrikalı’dan pek farkı yok. Aralarındaki ortak değer, ölmeye hazır olan, zenginliği hedefleyen ya da cihatçı gibi tarihe bir iz bırakmak ya da fark yaratmak isteyen gençler olmaları.

Bugün mafya’da farklı yaşamıyorsunuz, farklı ölüyorsunuz. Mesela son olarak üzerine çalıştığım bir çocuk, Facebook sayfasında arkadaşlarıyla 25 yaşını göremeyeceklerini yazıyor hatta bazen 20’yi bile… 30 yaşındaki insanlar başarısızlık olarak görülüyor, başarısız geçmiş harcanmış bir hayat…”

Söyleşinin ardından başka bir kanalda başka bir yorumcunun Rusya’daki metro saldırısıyla ilgili bilgileri akıyordu ekrana: “Suriye’ye yardım ettiği için DAEŞ Rusya’dan intikam aldı!”

Siyaset Bilimi Profesörü John Keane “Bazıları, bazı şeylerin bazı yerlerde yayınlanmasını istemez. İşte o şeylere haber diyoruz” der. Bu sözü de bir gazeteci olarak buraya bırakalım.

Sevgiyle; açgözlülük ve şiddetten uzak evrenlere kavuşmak dileğiyle…

Görüşürüz!

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
GENÇ KIZLARDA PKOS TEHLİKESİ
GENÇ KIZLARDA PKOS TEHLİKESİ
A Milli Takım, UEFA Uluslar Ligi'nde A Ligi için Karadağ karşısında
A Milli Takım, UEFA Uluslar Ligi'nde A Ligi için Karadağ...