Doktor Larin Kayataş, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden (Çapa Tıp) mezun olduktan sonra, zorunlu hizmet için Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesine atanmıştı.
Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile mesleğe başladığının ertesi günü, bir hastane personeli tarafından, CİMER'e (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) şikayet edildiğini, bir ay sonra ise 3 aylık uzaklaştırma aldığını ve en sonunda ‘genel ahlak' gerekçesiyle meslekten men edildiğini duyurdu.
“BİR YILDIR MOBBİNGE MARUZ BIRAKILDIM”
Doktor Larin Kayataş sosyal medya paylaşımında, “Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne zorunlu hizmetimi yapmak üzere atandım. 1 yıldır acil serviste pratisyen hekim olarak görev yapmaktaydım. Bugünden itibaren memuriyetten men edilip doktorluk görevime son verildi. 1 yıldır gerek hastane içi gerek hastane dışı sistematik baskıya ve mobbinge maruz bırakıldım. Atandığımın ertesi günü bir hastane personeli CİMER'e hakkımda şikayet dilekçesi yazıyor, hal ve hareketlerimi genel ahlaka uygun görmediği, doktorluk mesleğine yakışmadığını düşündüğü için. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü de hukuken hiçbir dayanağı olmayan bu dilekçeye istinaden atandıktan sadece bir ay sonra 3 ay görevden uzaklaştırıyor, disiplin soruşturması açıyor” dedi.
“8 MART'A KATILMAK, TRANS KADIN OLMAK VE CHP'YE OY VERMEK SUÇMUŞ GİBİ SORULAR”
Doktor Larin, görevden uzaklaştırılma süresi bittikten sonra hastanede çalışmaya devam ettiğini, çalıştığı süreçte de disiplin soruşturmasının devam ettiğini ifade ederek, “Bir yılın sonunda önce bana kınama cezası öngörülüyor, ardından bugün gelen kağıtla da direkt memuriyetten men edilip hekimlik görevime son veriliyor” diyen Kayataş, bu süreçte de 3 defa savunmaya çağrıldığını söyleyerek, “Bu savunmalarda bana sözel olarak, ‘8 Mart'a neden katıldınız?', ‘Bu arada trans kadın mısınız?', ‘Seçim gelince CHP‘ye bas geç tweetinizle neyi amaçlıyorsunuz' gibi tamamen özel hayatımı ilgilendiren sorular soruluyor” ifadelerini kullandı.
“BİR GENÇ KADIN OLARAK AHLAKLI OLMAM GEREKTİĞİ SÖYLENİYOR”
Genç kadın doktor, “Bu ülkede 8 Mart’a katılmak, CHP’ye oy verdiğini belirtmek, trans kadın olmak ne zamandan beri suç sayılıp doktorluk görevini yapmaya engel oluyor? Sosyal medya paylaşımlarımın genel ahlaka uygun olmadığı, devlet memurunun hal ve hareketlerine yakışmadığı, bir genç kadın olarak ahlaklı olmam gerektiği söyleniyor. Halbuki özel hayatımda neler yapabileceğime kimse karışamaz! Devlet memurluğu bahane edilerek özel hayatıma müdahale edilemez! Genel ahlak adı altında başka bir yaşam tarzı dayatılamaz! Toplumun bir kesimi tarafından ‘ahlaksız, iffetsiz’ olarak görülmem doktorluk yapmama engel olamaz! Mesleğimi yaparken en ufak bir hatam yok, tıpkı diğer doktorlar gibi mesleğimi severek yapıyorum. Üstelik pandemi gibi bir dönemde sağlık sisteminde doktorlara bu kadar ihtiyaç varken var olan doktorları da özel hayat bahane edilerek görevden uzaklaştırmak kabul edilemez” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
“SOSYAL ÖLÜME MAHKUM EDİLDİM”
Henüz zorunlu görevi bitmediği için özel hastanelerde çalışamadığını belirten Kayataş, “Şu an resmen sosyal ölüme mahkum edildim. Fen Lisesi'nden dereceyle mezun olup, Çapa Tıp'ı da bir gün bile uzatmadan 6 yıllık eğitim sonucunda doktor olarak mezun oldum. Yıllardır tek başıma verdiğim bütün emekler çöp oldu. Sebebi ise kendim olmak, kendi istediğim hayat tarzını sürdürmek, genel ahlak adı altında uygulanan sistematik baskıyı reddedip cinselliğini özgürce yaşayan bir kadın olmam” ifadelerini kullandı.
“VERİLEN KARAR POLİTİKTİR MÜCADELE EDECEĞİM”
Sözlerini, “Verilen bu karar politiktir ve onlar gibi yaşamayan onlar gibi hayat tarzı olmayan herkese bir gözdağı tehdittir. Ortada büyük bir insan hakkı ihlali ve hukuksuzluk var. Bana karşı yapılan bu sistematik baskının hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik bir hukuk devletidir. Ve Anayasa ile yönetilmektedir” diyerek bitiren doktor Kayataş, gerekli yasal süreci başlatacağını da söyleyerek, “Bu güne kadar birçok haksızlıkla mücadele ettim bugünden itibaren de etmeye devam edeceğim” dedi.
YORUMLAR