MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'da değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifini TBMM Başkanlığına sundu.
Teklifle, kanuna ek maddeyle, Türkiye'den günlük erişimi 500 binden fazla olan, yurt içi veya yurt dışı merkezli sosyal ağ sağlayıcılarına, Türkiye'de temsilcilik açma, en az bir temsilci görevlendirme zorunluluğu getirilecek.
Sosyal ağ sağlayıcıları, Türkiye'de açılan temsilciliklerinde görevlendirilen kişilerin bilgilerini, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna bildirecek.
Türkiye temsilciliğinde görevlendirdiği kişi veya kişilerin bilgilerini kuruma 20 gün içinde bildirmeyen sosyal ağ sağlayıcısının, Türkiye'deki internet trafiği bant genişliğinin yarı yarıya daraltılması için işlem başlatılacak. Bu işlemden sonra bildirimini 20 gün daha geciktiren sosyal ağ sağlayıcısının internet trafiği tamamen durdurulabilecek.
Sosyal ağ sağlayıcıları, verdikleri hizmeti kullanmak isteyen kullanıcılardan Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını talep etmek zorunda olacak.
Kullanıcıların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında korunacak. Sosyal ağ sağlayıcıları, Türkiye'ye verdikleri hizmetlerde, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasıyla eşleştirilmeyen hiçbir hesabı bulunduramayacak, sahte hesap kullandıramayacak.
Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte, geçerli Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasıyla eşleşmeyen tüm hesaplar kapatılacak.
Düzenleme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcılarına 500 bin liradan 5 milyon liraya kadar idari para cezası uygulanacak.
"Sahte habere en çok maruz kalan ülke Türkiye"
Öztürk, teklife ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, sosyal medyadaki sahte hesapların ülke güvenliğini tehdit eder hale gelmeden engellenmesi gerektiğini belirtti.
Sosyal medyada sahte hesap kullanıcılarının, "kimseye yakalanmam, görünmem" mantığıyla hareket ederek çoğu zaman haksız kazanç elde ettiğini, dolandırıcılık yaptığını, terör faaliyeti ve algı operasyonu yürüttüğünü kaydeden Öztürk, bu olumsuz sürece hukuk sisteminin yetişemediğine işaret etti.
Sosyal medya platformlarında dolaşan yalan haberler ve sahte hesaplar yüzünden son birkaç yıldır birçok internet kullanıcısının mağduriyet yaşadığını, durumun, Kovid-19'la mücadele sürecinde bile değişmediğini aktaran Öztürk, sahte hesaplar üzerinden algı yaratmaya yönelik korku salıcı haberlerin endişeye neden olduğuna işaret etti.
Sosyal medyada terör gruplarının, sahte hesapların arkasına gizlenerek "fink attığını" vurgulayan Öztürk, tüm sosyal medya mecraları için 2018'de yapılan genel bir araştırma sonucuna göre Türkiye'nin, "Sahte habere en çok maruz kalan ülkeler" kategorisinde yüzde 49'la ilk sırada yer aldığını hatırlattı.
YORUMLAR