Gaziantep Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı bünyesinde görev yapan Mehmet Bozkurt (59), Mehmet Polat (57) ve Ahmet Polat'ın (29) cenazeleri, Şehreküstü İtfaiyesinin bahçesine getirildi.
burada düzenlenen törene, ölenlerin yakınları ve mesai arkadaşlarının yanı sıra Gaziantep Valisi Davut Gül, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, BBP Genel Başkan yardımcıları Bülent İspir, Murat Aslan, AK Parti milletvekilleri Derya Bakbak, Nejat Koçer, MHP milletvekilleri Ali Muhittin Taşdoğan, Sermet Atay, CHP milletvekilleri Bayram Yılmazkaya, İrfan Kaplan, İYİ Parti Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz, Eski Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve diğer ilgililer katıldı.
Törende, vefat edenlerin yakınları ve mesai arkadaşları tabutlara sarılarak gözyaşı döktü. Kazazedelerden Mehmet Polat'ın kızı Eylül, tabuta sarılarak, "Baba seni seviyorum. Babam sen benim en sevdiğimdin" diyerek ağladı.
İl Müftüsü Hüseyin Hazırların dua ettiği törende, vefat edenlerin özgeçmişleri okundu. 3 itfaiyecinin Türk bayraklarına sarılı naaşlar meslektaşlarının omuzlarında cenaze araçlarına taşındıktan sonra cenazeler son yolculuklarına uğurlanmak üzere asri mezarlığa gönderildi.
Törende yaptığı konuşma sırasında gözyaşlarını tutamayan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, acılarını paylaşmak için törene gelenlere teşekkür etti.
Medeniyetlerinde acıların paylaştıkça azaldığı, sevinçlerin ise paylaşıldıkça arttığı inancının bulunduğunu anlatan Şahin, şöyle devam etti:
"Bugün çok acılıyız. Büyükşehir ailesi olarak İtfaiye Dairesi olarak can kurtarmak için canlarımızı kaybettik. İtfaiye bizim en önemli bölümümüz. Çünkü Rabbim 2 milyonun canını, malını, ailesini bize emanet etti. Bu ekip, gece gündüz çalışıp, cehennem sıcağında çocukları, aileleri kurtarabilmek için büyük bir gayret gösteriyorlar. Dün yine aynı bilinç ve aşkla, bu kutsal mesleği yapmak için bir canı kurtarmak için yeniden yola çıktılar. Şuna inanıyorum ki görev şehidi olarak sevgili Peygamberimizin komşusu oldular. Çünkü görev şehidi onlar... Bu makam, çok önemli bir makam. Bizim medeniyetimizde bir insanı kurtarmak, insanlığı kurtarmaktır. Bizim medeniyetimiz insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıdır. Biz yaşatanların temsilcisiyiz. İyiler ve kötüler dünyasında biz, iyilerin temsilcisiyiz. Bu coğrafyanın insanları çok çile çekti, her yılın Ağustos ayında yaşadığımız acımız daha da derinleşti."
20 Ağustos 2012 tarihinde merkez Şehitkamil ilçesi Karşıyaka Polis Merkezi yakınında meydana gelen patlamayı hatırlatan Şahin, 20 Ağustos tarihlerinde kentte yaşanan acılara bir yenisinin daha eklendiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Her bir çivi, halen kabus gibi gözümün önünde, polislerimiz şehit olmuştu. Annem kendi ayağıyla gittiği hastaneden çıkamamış, şehitlerimizle birlikte onu ebedi hayata uğurlamamıştık. Sayın Cumhurbaşkanımız ve bakanlarımız o gün yanımıza geldiler, acımızı paylaştılar. Başka bir yılın ağustos kına gecesi patlaması oldu. Hayatımın en zor 15 günüydü. Çocuklar yok oldu, birinin ağızı, öbürünün burnu yok, çektiğimiz çileyi bir Allah, bir de biz biliyoruz. Bu coğrafyanın anneleri çok ağladı. Dün Remziye annem, Ahmet'in cenazesini ararken Kürtçe ağıt yakıyordu. Gözyaşının rengi yok, gözyaşının acısı aynı. Bu coğrafyanın anneleri ağlamasın diye büyük gayret gösteriyoruz. Remzi anne, dün beni gördüğünde Fatma başkan buradaysa o zaman öldü oğlum dedi. Bu coğrafyanın anneleri ağlamasın diye gece gündüz çalışmayı size söz veriyoruz. Bu coğrafyanın babalarının direncini artırmak için bu coğrafyanın huzura ve mutluluğa ulaşması için hem ben hem arkadaşlarım sürekli çalışacağız."
İtfaiye ekiplerinin her birinin özel seçildiğini anlatan Şahin, şunları kaydetti: "Aşkla çalışırsan, insanı seversen, mesleğini aşkla yaparsan ancak burada olabilirsin. Ben her bir arkadaşımı öyle biliyorum. Kardeşlerimin Peygamberimize komşu olduğuna inanıyorum. Rabbim bize bu dünyayı cennete çevirmeyi ve onlarla cennette buluşmayı nasip etsin. Doğan Cüceloğlu hoca diyor ki Ölümün saati yoktur, dün ben bunu bütün yüreğimle hissettim. Aldığımız nefesi vereceğimizin garantisi yok, ölümün saati yok, sevdiklerinize sevdiğinizi söyleyin, sevdiklerinizi kırmayın, kimseyi üzmeyin, onların kıymetini bilin. Biz Mehmetlerimiz, Ahmet'imizin kıymetini biliyoruz. Onlar da inanıyoruz ki cennetin en güzel köşesindeler, ailelerini bekliyorlar. Allah'ın izniyle bu coğrafyayı cennete dönüştürene kadar hiç durmadan çalışacağız. Şehitlerimizin ruhuna uygun şekilde gereken çalışmayı göstereceğimize inanıyor, bütün dostlarımı hemşehrilerime, bütün Ahmet ve Mehmetleri sevenlere, başsağlığı için gelenlere hoş geldin diyorum."
Dün Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolunun Nizip bölümünde kaza yapan bir araca müdahale için güvenlik şeridinde bulunan ekibe ve araçlara, kaza yerinden 150 metre geride devrilen ve kayan Özel Diyarbakır Seyahate ait 33 SR 157 plakalı yolcu otobüsü çarpmış, kazada aralarında itfaiye erleri Mehmet Bozkurt (59), Mehmet Polat (57), Ahmet Polat (29), sağlık personeli Tuba Uzdilli, Abdullah Kütük, Halil Özden ile İhlas Haber Ajansı (İHA) çalışanı Muhammed Abdulkadir Esen (25) ile Umut Yakup Tanrıöverin de (26) bulunduğu 15 kişi hayatını kaybetmiş, 31 kişi de yaralanmıştı.
YORUMLAR