Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında hakkında 10. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılan Taşvuran, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için itirafçı oldu.
Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, FETÖ'nün insan kaynakları departmanı gibi kullanıldığı öne sürülen Bursa İş, Kariyer, Eğitim Merkezi Derneğine yönelik soruşturma kapsamında aranan "Semih" kod adlı Necati Uysal'ın kişisel veri havuzundaki "Mazi" adlı şifreli dosyada da ismi bulunan Taşvuran'ın, örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u yüklemeden önce Kakao Talk, Eagle ve Cover Me isimli programları da kullandığına ve eğitim verdiği gençlerin Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) girdiğine yönelik detaylar dikkati çekti.
Taşvuran, iddianameye giren ifadesinde, 2011 yılında Uludağ Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü'nü kazandıktan sonra Sakarya'dan Bursa'ya geldiğini anlatarak, örgüte bağlı evde kaldığını, bu süre içinde ortaokul öğrencilerine "ev abiliği" yaptığını belirtti.
Kod adı "Şemsettin" oldu
Örgüt içinde kendisine de kod adı verildiğini ifade eden Taşvuran, "Halit' isimli cemaat abisi bana 'Biz herkese güzel anlamlar taşıyan isimler veriyoruz. Sana da bir isim verelim.' dedi. Bana 'Sen düşün, karar ver.' dedi. Ben de kendisine Şems ismini önerdim, o da bana bu ismin olmayacağını söyledi. Bunun üzerine, Akşemsettin olmasını istedim, 'Bu da olmaz, sana Şemsettin diyelim.' dedi ve o günden itibaren cemaat yapılanmasındaki ismim Şemsettin olarak başladı. Tanıştığım herkese kendimi Şemsettin olarak tanıttım." diye konuştu.
Örgütle irtibatı kesilmiş gibi gösterilip CHP'ye sızdırıldı
Bazı dönemlerde özellikle sömestr tatillerinde kampa gittiklerini anlatan Taşvuran, şunları kaydetti:
"17-25 Aralık döneminden sonra yine bir kampa katıldım. Bu kampta 'Yavuz' kod isimli, o dönem Cansun Sarıyıldız'ın yanında il abisi yardımcısı olduğu söylenen bıyıklı, 170 santimetre boylarında, 45-50 yaşlarında, seyrek saçlı, kilolu, tam bir 'cemaat abisi tipi' dediğimiz bir tipi vardı. Benimle özel olarak görüşmek istediğini söyledi ve ayrı bir odaya geçtik. Telefonları kapatıp görüşme odasının dışında bıraktık. Vatan millet adına bir şey yapmak gerektiğini, bu dönemin zorlu olduğunu ve bu noktada bana bir vazife vereceğini söyledi. Siyaset yapıp yapmak istemediğimi sordu. Ben de istemediğimi belirtip sonra 'Serdar' ve 'Tahir' kod isimlerini kullanan abi, bizim olduğumuz odaya geldi.
Benimle kendisinin ilgileneceğini söyledi fakat benden siyasete atılmak istiyorsam bazı şeylere dikkat etmem gerektiğini, örneğin Bank Asya'da hesabım varsa kapatmamı, Zaman gazetesi ve Sızıntı dergisi aboneliği varsa iptal ettirmemi, bundan sonra cemaatten kimseyle görüşmemem gerektiğini, cemaatteki insanlara tayinim çıktığını, bundan sonra aralarında olmayacağımı söylemem gerektiğini söylediler. 'Yavuz' kod isimli cemaat abisi, AK Parti'ye mi yoksa CHP'ye mi geçmek istediğimi sordu. Kendi isteğimle CHP'ye üye oldum."
Örgüt, bilgi sızdırma karşılığında aylık maaş ödemiş
Taşvuran, kendisinden sorumlu olan örgüt imamının yönlendirmesiyle 2014'te CHP Nilüfer İlçe Gençlik Kolları'na üye olduğunu, parti içinde yükselebilmesi ve deşifre olmaması için örgütün destekleriyle İstanbul'da özel olarak diksiyon, etkili sosyal medya kullanımı gibi kişisel gelişim eğitimleri aldığını belirtti.
Bu eğitimlerin ardından Bursa'ya döndüğünü anlatan Taşvuran, deşifre olmamak için örgüt evinden ayrılarak Nilüfer ilçesinde yalnız başına bir evde yaşamını sürdürdüğünü, bu evin giderlerinin ve kendisindeki cep telefonunun faturasının örgüt tarafından karşılandığını ifade etti.
Taşvuran, örgütten aylık en fazla 2 bin 200 lira para aldığını belirterek, şu beyanlarda bulundu:
"Görükle'de tutmuş olduğum evin kirasını örgütün cemaat abileri genelde elden, birkaç defa da açmış olduğum hesaba yatırarak verdiler. Bu paranın bin lirası kira ve faturalar için, 500 lirası CHP'deki etkinlikler ve dışarıda yapmış olduğum harcamalar için, 250 lirası da iaşe bedeli olmak üzere toplam bin 750 lira para veriyorlardı. Daha sonra 2017 yılı içinde başka bir daireye taşındım. Kira fiyatları yüksek olduğundan dolayı en fazla 2 bin 200 lira bana veriyorlardı. Bu aylığımı almak için kod ismi Serdar olan kişiyle cep telefonumda yüklü olan hesap makinesi şeklindeki örgütün yeni kullandığı haberleşme programında yazışıp benim daireme gelmesini bekliyordum."
Ali Taşvuran, kendisinden sorumlu örgüt imamıyla "ByLock" ve çeşitli programlar üzerinden görüşmeler yaptığını, parti içindeki çeşitli bilgileri, alınan kararları bu örgüt yöneticisine anlattığını, zaman zaman örgüte ait bazı evlerde buluşarak yüz yüze görüştüğünü de itiraf etti.
YORUMLAR