TBMM Başkanı Kurtulmuş: Türkiye’de kim siyaset yapmak istiyorsa...

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Türkiye'de kim siyaset yapmak istiyorsa buyursun siyasetin alanına gelsin

TBMM Başkanı Kurtulmuş, "(TÜSİAD) Geçmişte bunu vesayetçi odak için de söylemiştik; Türkiye'de kim siyaset yapmak istiyorsa buyursun siyasetin alanına gelsin." ifadelerini kullandı.

21 Şubat 2025 - 15:42

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Japonya ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere değerlendirmede bulundu, soruları cevaplandırdı.

Kurtulmuş, Japonya Temsilciler Meclisi Başkanı Nukaga Fukushiro'nun davetlisi olarak milletvekilleriyle Japonya'ya resmi ziyaret gerçekleştirdiklerini hatırlattı.

Temsilciler Meclisi Başkanı Nukaga ve Danışma Meclisi Başkanı Sekiguchi Masakazu ile ayrı ayrı, heyetler arası oldukça verimli görüşmeler yaptıklarını belirten Kurtulmuş, Temsilciler Meclisi Genel Kurulunu selamlayarak bir süre çalışmalarını izlediklerini söyledi. Kurtulmuş, kendisine ve heyete gösterdikleri ev sahipliği için mevkidaşlarına teşekkür etti.

Kurtulmuş, Japonya Veliaht Prensi Akishino ile de görüştüğünü anımsatarak, "İmparator Naruhito ve İmparatoriçe Masako bizi kabul etti. Veliaht Prens ile görüşmemiz ve İmparator'un kabulü, Türkiye'ye duyulan ilginin ve sevginin de açık bir göstergesiydi." dedi.

Programı kapsamında, Japonya'nın en saygın ve etkili düşünce kuruluşu Sasakawa Vakfında "Ortadoğu'da Barış Perspektifi ve Türkiye" başlıklı konferans verdiğini anlatan Kurtulmuş, konferans vesilesiyle Japonya'daki akademi ve düşünce dünyası ile diplomatik çevrelerden temsilcilerle bir araya geldiklerini ifade etti.

Kurtulmuş, 6 Şubat 2023'te meydana gelen ve "asrın felaketi" olarak tanımlanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yardıma gelen Japon afet yardım ekibiyle görüştüğünü ve Türk milleti adına bir kez daha kendilerine teşekkür ettiğini belirterek, Tokyo'daki Yunus Emre Enstitüsünde el sanatları, Türkçe ve Türk musikisi kurslarına katılan Japon vatandaşlarıyla buluştuklarını dile getirdi.

Türkiye ile Japonya arasındaki ilişkilerin tarihi olarak başlamasında kilit isimlerden olan, Türk toplumunun varlığını ve Japonya'da İslam'ın yayılmasını temsil eden, Abdürreşid İbrahim Efendi'nin kabrini ziyaret ettiğini dile getiren Kurtulmuş, Nagoya şehrinde Türk toplumunun temsilcileriyle buluştuklarını, Gifu Fatih Camisi ve Tsushima Ayasofya Camisi derneklerini ziyaret ettiklerini anlattı.

Tokyo Camisi'ni de ziyaret ettiklerini kaydeden Kurtulmuş, "Hemşehrilerimizle hasbihal ettik, sorunlarını dinledik. Şahsımı ve parlamento heyetimizi içtenlikle karşılayan, Türkiye'den binlerce kilometre uzaklıkta bizlere ev sahipliği yapan hemşehrilerimize şükranlarımı sunuyorum." dedi.

"Türkiye'nin bir ekseni vardır, o da kendi milli eksenidir"

Kurtulmuş, Japonya İmparatoru Naruhito'nun kabulünün öneminin sorulması üzerine, "İlişkilerimizin 100. yıl dönümünde hem Temsilciler Meclisi hem de Danışma Meclisi başkanlarıyla heyetler halinde fevkalade yapıcı ve verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Ayrıca İmparator ve Veliaht Prens'in, bizi kabul etmeleri, Japonya'nın Türkiye'ye ve ilişkilerimize atfettikleri önemin göstergesidir." ifadelerini kullandı.

Ziyaret kapsamındaki tüm görüşmelerde Türkiye'nin özellikle bölgesinde artan nüfuzu, dünya meselelerine etkin çözüm üretebilme kabiliyeti ve uluslararası ilişkileri çok taraflı ve ilkeli şekilde yürütebilme becerisinin sağladığı etkiyi müşahede ettiklerinin altını çizen Kurtulmuş, "Bunun yıllar içinde artarak geliştiğini görüyor ve büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Örnek vermek gerekirse Suriye meselesi, Filistin meselesi gibi konular gündeme geldiği zaman ya da Afrika ile ilgili meselelerden söz açıldığı zaman, açıkçası Türkiye'nin ne düşündüğünün, nasıl hareket edeceğinin, buralarda nasıl işbirlikleri geliştirilebileceğinin merak edildiğini görmek, Türkiye'nin gücünün yansımasıdır." dedi.

Uluslararası ilişkilerde "Bir toplantı yaptık, işi çözdük, bu konuda sonuç aldık." denilecek bir ortamda olmadıklarını dile getiren Kurtulmuş, "Sürekli dünyanın her tarafıyla, her bölgesiyle ön yargısız, hesapsız, kimsenin etkisi altında kalmadan Türkiye'nin milli çıkarlarını önceleyen temasları arttırmamız lazım. Hep söylediğimiz bir şey var: Türkiye'nin bir ekseni vardır, o da kendi milli eksenidir." diye konuştu.

Dünyanın yeni bir döneme girdiğini, bu dönemin nereye evrileceğinin, nasıl şekilleneceğinin henüz bütünüyle bilinmediğini kaydeden Kurtulmuş, gelecek dönemin özelliklerinden birisinin de çok kutupluluk olacağına işaret etti.

Bunun aynı zamanda çok kültürlülüğü de beraberinde getiren bir gelişme olduğunu belirten Kurtulmuş, bu anlamda potansiyeli güçlü az sayıda ülkenin bulunduğunu, bu ülkelerden ikisinin, Asya'nın en doğusunda yer alan Japonya ile Avrupa'nın en doğusundaki Türkiye olduğunu vurguladı.

"Herkes kendi işini yapsın"

Kurtulmuş, TÜSİAD'ın açıklamalarına ilişkin soru üzerine şunları ifade etti:

"Türkiye demokrasi tarihine bir bakalım. Bu tarihi 1946'dan değil de haydi 1950'den başlatalım, Türkiye'nin 75 yıllık çok partili demokrasi tecrübesi, öyle pirüpak, milletin tam manasıyla egemen olduğu bir sistem şeklinde gelişmedi. Ne yazık ki çok büyük badirelerden geçtik, çok büyük bedeller ödedik. Sadece askeri vesayet değil Türkiye, uzun yıllar sivil görünümlü vesayet odaklarıyla da mücadele etmek durumunda kaldı. Herkes fikrini söyleyebilir, bu başka bir şey… Ama ister iş insanları örgütleri olsun, ister işçi örgütleri olsun, ister başka sivil örgütler olsun, bunlar zaten adı üstünde sivil toplum kuruluşlarıdır, kendi meslek gruplarının çıkarlarını en iyi şekilde temsil etmek, bu grupların beklentilerini karşılamak için kurulmuşlardır. Bütün bu kuruluşlardan beklediğimiz şey, kendilerinde var olduğunu hissettikleri ya da var olduğunu vehmettikleri gücü, siyasetin üstünde bir vesayet aracı olarak kullanmamalarıdır. Dolayısıyla eğer siyasete bir şekilde etkide ve katkıda bulunmak istiyorlarsa geçmişte biz bunu vesayetçi odak için de söylemiştik, Türkiye'de kim siyaset yapmak istiyorsa buyursun, siyasetin alanına gelsin."

TBMM'de şu anda 6 siyasi parti grubunun olduğunu, 14 siyasi partinin temsil edildiğini anımsatan Kurtulmuş, "Türkiye'nin siyaset alanı herkese açıktır ama hiç kimsenin, elindeki bir imkanı kullanarak siyasetin üstünde vesayet manasına gelecek, bunu çağrıştıracak, bu anlamda siyasete, yargıya ve diğer devlet kurumlarına yön vermeye kalkacak sözleri sarf etmemesi gerekir. Herkes, kendi işini yapsın. Herkes, kendi sorumluluklarının farkında olsun." diye konuştu.

Herkesin vazifesi Türkiye'nin gelişmesini, büyümesini, kalkınmasını sağlamaksa, demokratik standartların yükselmesi için mücadele etmekse bunun yolu ve yönteminin, Türkiye demokrasisinin standartlarının nasıl yükseleceğine dair görüşleri ortaya koyabilmek olduğunu belirten Kurtulmuş, "Türkçede güzel bir laf var: 'Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.' diye. Bu tür vesayet çağrıştıran çıkışlar, her seferinde halkımıza geçmişte yaşanan o tehlikeli ve karanlık günleri hatırlatıyor. Kimsenin bu tür yollara tevessül etmemesi lazım." ifadelerini kullandı.

"Artık Türkiye'de güçlü bir siyasal yapı var"

TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Eski Türkiye geride kaldı diyebilir miyiz?" sorusuna, "Hiç şüphesiz." diyerek karşılık verdi.

Kurtulmuş, 28 Şubat döneminde medyanın "Artık bu iş ya silahla olacak ya da silahsız", "Topyekun savaş", "Yüksek rütbeli bir subaydan alınan bilgiye göre" diye manşetler attığını anımsatarak, bir dönem, milli iradenin üzerinde güçlerinin olduğunu vehmeden sivil toplum kuruluşlarının sürekli bildiriler yayımladığını ve dönemin hükümetine ayar vermeye kalktığını belirtti.

"Çok şükür, bunların hepsi geride kaldı." diyen Kurtulmuş, artık Türkiye'de güçlü bir siyasal yapının bulunduğunu, zayıf, ayakta duramayan, ayakta durmak için başka çevrelerden destek beklentisi içinde olan hükümet devrinin geride kaldığını vurguladı.

Kurtulmuş, Türkiye'de seçim akşamı ülkeyi kimin yöneteceğinin belirlendiğini, doğrudan doğruya milletin kararıyla sandıktan ne çıkarsa o hükümetin işbaşına geldiğini kaydetti.

"Erken seçim tartışmasıyla meşgul edilmemeli"

Kurtulmuş, bir soru üzerine, sandık dışı çözümlerin asla kabul edilemez olduğunun altını çizerek, "Bu işin yolu bellidir. Herkesin, her fikrin Türkiye demokrasisinde yeri vardır, olgun bir şekilde herkes görüşlerini söyler. Nihayetinde bu, bir yarış. Halkın önüne çıkarsınız, halk kimi beğeniyorsa, hangi programı beğeniyorsa, hangi siyasal projeye destek vermek istiyorsa seçim günü o desteğini verir, herkes sonucuna rıza gösterir. Bu, tabii seçimden seçime konuşmak manasına da gelmiyor. Seçimden sonraki dönemlerde de herkes yine siyasi mücadelesini fikri rekabet ilkeleri içerisinde sürdürür." dedi.

Muhalefet partilerinin "erken seçim" çağrısının anımsatılması üzerine Kurtulmuş, şunları ifade etti:

"Muhalefet, dünyanın bütün demokrasilerinde her zaman erken seçim isteyebilir. Bu, saygıyla karşılanır ama erken seçimin olabilmesi için önce siyasal şartlarının gerçekleşmesi lazım. Bu da yetmez, bunun sayısal şartlarının da oluşması lazım. Şu an itibarıyla bu şartların oluşmadığını görüyoruz. İşte görüyorsunuz, uluslararası ilişkiler ve daha birçok konuyla ilgili konuşuyoruz. Çok daha sıcak meseleler, önümüzdeki günlerde gündeme gelecektir. Bütün bunları konuşurken seçmen kitlesinin objektif şartları oluşmamış bir erken seçim tartışmasıyla meşgul edilmesinin açıkçası çok da yerinde olmadığını düşünüyorum."

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Irak ve Suriye'nin kuzeyinde 17 terörist etkisiz hale getirildi
Irak ve Suriye'nin kuzeyinde 17 terörist etkisiz hale getirildi
Bakan Uraloğlu: Kar yağışının ulaşımı olumsuz etkilememesi için ekiplerimiz, 7 gün 24 saat sahada olacak
Bakan Uraloğlu: Kar yağışının ulaşımı olumsuz etkilememesi...