Türkiye’de açılan ilk dans müzesi olma özelliği taşıyan Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Türk Halk Oyunları Müzesi köklü bir geçmişe ve zengin çeşitliliğe sahip Türkiye’deki geleneksel dans kültürünü tarihi ve sosyal boyutuyla tanıtıyor.
Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Türk Halk Oyunları Müzesi Müdürü Prof. Dr. Mehmet Öcal Özbilgin, Ege Üniversitesi’nin müzeyle birlikte bir ilke imza attığını ve bunun bir öncü çalışma olduğunu belirterek “Bu büyük adım için, tüm yaşam boyu biriktirdiği birçok etnografik eser koleksiyonunu üniversiteye bağışlayan Utkan Mehmet Akay gibi gönüllülerin ve koleksiyonerlerin yardımlarıyla müzeyi çok hızlı bir şekilde geliştirdik. Bu sayedegeçmişi gelecekle buluşturduk” diye konuştu.
Müzenin kendisi için bir rüya olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özbilgin, “Bizim yapmış olduğumuz gibi, İspanyollar da Flamenko üzerine bir müze kuruyorlar. Ama Türk halk oyunlarını ele aldığımızda, dünyada dans nitelikleri açısından en zengin dans türlerinden biri olduğunu görebiliyoruz. Kendi içindeki çeşitliliği ve zenginliği de bu kültürün çok üstün bir yerde olmasını gerektiriyor.Böyle bir ilke imza atılması beraberinde bazı problemleri de getiriyor tabi. Dans müzesi denildiğinde insanlar ‘Dansın müzesi mi olur?’ sorusunu soruyor. Özellikli bir dalın üzerine yapılan her şey müzeleştirilebilir” dedi.
“GELENEKSELİ, TEKNOLOJİ İLE BULUŞTURMAKİSTİYORUZ”
Bu müzenin bir öncü çalışma olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özbilgin, “Benim rüyalarımdan biri de bu geleneksel çalışmaları teknolojik gelişmelerle birleştirmek. Çünkü biliyorsunuz ki; geleneksel ortamı canlandırmak demek sadece dans etmek değil, aynı zamanda o ortamı, o duyguyu yaşamak demek. Günümüzde sanal gerçeklik teknolojisi sayesinde gözlüğünüzü takıp kendinizi uzayda hissettiğiniz gibi biz de o gelenekselliği içselleştirebileceğiniz bir ortam yaratmak istiyoruz. Sadece bir gözlük aracılığıyla kendinizi zeybek olarak bir dağın tepesinde ya da geleneksel bir Konya düğününde dans ederken bulabileceğiniz bir proje için gerekli teknolojiye sahibiz artık. Bu kültürel geçmişi gelecekle ve teknolojiyle buluşturarak istenilen seviyeye getirebiliriz. Özellikle gençler ve çocuklar için artık sanal gerçeklik sağlayan kostümler mevcut. Günümüzde dans veya hareket konusunda, animasyon filmlerinde olduğu gibi vücudu analiz edebilecek çok ciddi teknolojik araçlar var. Ben inanıyorum ki, o materyali ve teknolojiyi biraraya getirdiğimizde kişilerin üzerinize sanal gerçeklik kostümünü giydireceğiz ve zeybek kostümüyle İzmir’in dağlarında zeybek oynatacağız” diye konuştu.
Geleneksel danslar geçmişin günümüzdeki bir yansıması olarak tanımlanıyor.Geçmişin deneyimlerini bilmeyen bir toplumun geleceğe sağlam adımlarla yürümesinin mümkün olmayacağı düşüncesi ile “Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Türk Halk Oyunlarının Müzesi” insanlığa bilgi ve esenlik sağlayacak.
YORUMLAR