“Zaferden sonra Hükümet biçimi Cumhuriyet olacaktır..Bu bir. Padişah ve Hanedan hakkında zamanı geldiğinde gereken işlem yapılacaktır.. Bu iki.. Fes kalkacak, uygar milletler gibi şapka giyilecektir.”
Yaver Müfit’in elinden kalem birden düşüverir. Paşa’yla birkaç saniye yüz yüze bakıştıktan sonra Müfit “Darılma Paşam ama sizin de çok hayalperest bir tarafınız var”
Paşası gülümseyerek der ki “Bunu zaman gösterecek sen yaz.. Latin harfleri kabul edilecek ..”
“Yeter paşam yeter..Sen biraz fazla yorulmuşsun git biraz dinlen.”
Konuşma Erzurum Kongresi’ne giderken Mustafa Kemal ve yaveri Mazhar Müfit Kansu arasında yapıldı. Yıllar sonra Şapka devrimi açıklandığında Atatürk Müfit Bey’i yanına çağırdı ve dedi ki “Azizim kaçıncı maddede kalmıştık..”
Geçtiğimiz hafta 36. Yaşımı kutladım ama sanırım hayatımda yaşadığım en güzel doğum günümdü. Normalde doğum günlerini hiç sevmem, ilgi odağı olmak beni çok rahatsız eder ama bu sefer ki bambaşkaydı. İki güzel öğrencimle yemek planı ile geldiğim bir yerden şimdiye kadar okuttuğum pek çok ayrı fakülteden öğrencimin birbirini bulup bana harika bir sürpriz yapmasının verdiği mutluluk sarhoşluğu ile çıktım. Önlerinde sonsuz bir saygıyla eğiliyorum ve sizin gibi kocaman yürekli insanların hocası olma şerefine nail olduğum için binlerce kez şükrediyorum. Hani ölürsünüz de cennette her sevdiğiniz ordadır ya yemin ederim o gece onu hissettim. Dünya gibi değildi orası kelimeler tarifsiz.. Bu sabah onların kurduğu sohbet grubunda konuşuyoruz, (Bu tip sohbetler bazen çok vizyon geliştirici olabiliyor) konu hayal kurmanın ve yazmanın bizim hayatımızı nasıl yönlendirdiğine geldi. Onlara söylediğimi şimdi size de yazmak istedim. İster inanın ister inanmayın ama defalarca deneyimlenmiş kesin bilgidir benden söylemesi… “ Eğer hayatımızın insiyatifini almaz, gideceğimiz yeri bilmezsek hayat bizi rüzgarın estiği yöne doğru savuruyor. Peki bu rüzgarın yönü neresi? Aileden, çevreden, kültürden gelen kodların estiği yön.. Ama kendini tanır, gideceğin yolu bilir ve kendi hayatının insiyatifini ellerine alırsan işte o zaman hayatının kralısın. Yani ben size diyorum ki hayatı avucunuzun içine alın. Senkronize bir şekilde dans etmeye başlayın. Sonra dünyanın cennet mi cehennem mi olduğuna tekrar bir bakalım. Yalnız burada çok önemli bir mesele var oldukça da zor “Kendini tanımak” Tam o sırada bir öğrencim “hocam benim ninem yıllardır ölmek istiyor ama bir türlü ölemiyor” dedi. Ben de dedim ki insan gerçekten ölmek istediği zaman ölür yani senin ninen ölmek istemiyor aslında.. Uzun lafın kısası insanın kendini tanıması hiç kolay bir şey değil. Kişisel bütünlüğümüzden çıktığımız o kadar yer var ki. Ama yine de biz hayattaki en büyük ödevin kendini tanımak, kendini sevmek olduğunu unutmazsak bize yazılmış senaryonun en muhteşemini oynayabiliriz. Diyebilirsiniz ki hocam ben ne istediğimi bilmiyorum ki! O zaman kısa vadeli yazın yazdıkça kendinizi daha iyi tanıyacaksınız ve istediğiniz şeyleri, içinizde bir yerlere sakladığınız arzularınızı hayallerinizi daha kolay dışarı çıkaracaksınız hani günlük tutmak gibi.. Değişirse istekleriniz revize edin. Ama sakın vesveseli egonun özünüzün önüne geçmesine izin vermeyin çünkü o hep arkada konuşup duracaktır. Plan, amaç, gaye ama bunları aşkla yapmak ya da aşkla yapabileceğin planlar yapmak insanı depresyondan, vesveseden ve tüm hastalıklardan korur. Yazın derim ben.. Ne yapamıyorsak ruhumuz yeterince motivasyon bulamadığı içindir. Yazın ki elden beyne bilgi aksın. Bilinçaltınız duysun ve motivasyon kazansın. Sene 2023 Beril şöyle bir insan olacak, şu duygulara sahip olacak, şu dostları olacak, şöyle para kazanacak, şöyle insanlığa faydalı olacak.. Basamak basamak alın yazın. Hayat iyiye kötüye bakmıyor, motivasyonunuza, yaydığınız frekansınıza bakıyor.Ama kötü yaydığınız her enerjinin bedelini de size fitil fitil ödetiyor. Hayat tercihini birey olandan kendi olandan yana kullanıyor. İnsan tüm bilinçaltıyla sağlıklı, başarılı, mutlu olmak istediği zaman oluyor. Söylemesi benden uygulaması sizden…
YORUMLAR