MUTLULUK MU? O DA NEYMİŞ!
Beril Yaşar

Beril Yaşar

MUTLULUK MU? O DA NEYMİŞ!

03 Ekim 2017 - 09:33

Aslında içim içime sığmıyor. Tıpkı ders anlatırken hissettiklerimi yaşıyorum yazarken. Onu da öğreteyim, bunu da öğreteyim.. Sonra diyorum ki kendime Beril sakin! Senin işin çocuklara malumat yüklemek değil. Onları heyecanlandıracak, sorgulatacak kapılar açmak, farklı bakış açıları sunup, düşünmelerini sağlamak. Evet aynı şey yazarken de oluyor. Sanırım yazsam hergün yazarım ama akademik yazılarım, derslerim ve öğrencilerim önceliğim. Yine de ne kadar şükretsem az ki bu işin her alanında kendimi gerçekleştirdiğimi hissediyorum ve öğrencilerime en sık söylediğim şey de "sizi yatağınızdan aşkla uyandırmayacak bir işle meşgulseniz kendinizi değil başkasını gerçekleştiriyorsunuz."

Dersimin olduğu her gün yataktan mutlulukla uyanıp hazırlanıyorum, büyük bir şükran duygusuyla arabama binip epey yüksek sesli birbirinden güzel yolculuk arkadaşlarım şarkılarımla okuluma geliyorum. Dersim varsa öğrencilerimi görmek hele eskilerle kolidorlarda falan karşılaşırsak demeyin o gün keyfime... Yaşadığım hayatının her anın kıymetinin farkımdayım.. Aşkla yapılan işler hem kendini hem karşı tarafı sevgiyle, coşkuyla besler. Erich Fromm'un da dediği gibi " Bütün kötülüklerin ve savaşların temelinde yaşanmamış hayatlar var." Ve maalesef yaşanılan zannedilen hayatların aslında önemli bir kısmı gerçekte yaşanmıyor. Mezarlıklar kendini gerçekleştiremeyen, hayallerinin peşinden koşmamış kemiklerle dolu. O zaman doğmak da ana rahminden çıkmak değil de kendini bulduğun gün oluyor mu? Bir hoca arkadaşımla ders çıkışı tartışıyoruz. O ısrarla kapitalist düzenin insan ruhuna çok uzak kodlamalar yaptığını, insanın özünün aslında çalışmaktan çok da hoşlanmadığını ve böyle bir düzende kolay kolay mutlu olunamayacağını savunuyor. Kapitalist düzen kodlarının insana haddinden fazla yükleme yaptığı bir gerçek. Ama yine de bu düzende dünyaya geldiysek pekala mutluluğun bir yolu olmalı. Yani insan bir şekilde yolunu bulup kendini gerçekleştirebilmeli. O nedenle de O'na katılmadığım kısım çok. Evet kapitalizm ideal kilomuzdan, yaşam tarzımıza, değer yargılarımızdan, ahlaki bakış açılarımıza kadar bizi kuşatmış durumda ama yine de biraz farkındalığı olan bir insan bunlara pekala dur diyebilir! Benim oğlum ortaokul ikinci sınıf öğrencisi.

 

 

Bu sene okulları KTS diye bir uygulama başlattı. Sürekli deneme testleri, çocuklar mutsuz, eğitim heyecansız. Tamamen sonuç ve ders başarısı odaklı. Bu akıllara zarar süreç yıllardır sürüp gidiyor. Oğlumu bu saçmalıktan korumak için onunla doğada daha çok vakit geçirmeye ve kendini rahatça ifade etmesini sağlayacak sohbetler etmeye özen gösteriyorum. Peki pek Çalışkan doktorlar, mühendisler yetişiyor da duyarlı ve değer yargıları olan insan yetişiyor mu bu sistemde? Mesela çok fakir köy çocuklarını eğitmek için sistemi yeniden yapılandırma hayali kurdurtan, engelli vatandaşlarımız için daha yaşanılan bir dünya çabasında olan insanlar gibi.. Biraz zor! Bu kadar ders notuna kilitlenmiş, başarılı olmak adına çocukluğa ait ne kadar duygusu varsa bastırılmış çocukların duyarlı ve değer yargıları olan bir birey yetişmesi mümkün mü? Çok zor! Haklı olarak zor. İnsan kendi içindeki dengeyi, huzuru, iç çocuğu bulmadan kısaca iç tarafı tamamlamadan dışa taşması mümkün mü? Mümkün değil! Düşünsenize doktor hastayı bir insanın hayatına dokunmanın verdiği hazzı yaşamak için değil de doktorluğun iyi bir meslek olduğunu düşündüğü için yapıyor. Hastalarına yüzü gülmüyor, öğretmenlik kadınların yapılacağı en iyi meslek koduyla yapılıyor! Öğrencilerine asık suratlı, notla korkutan, disiplinle tehdit eden hocalar var bu ülkede. Kısacası ara girdi çoğaldıkça işin tadı kaçıyor. Aşk nerde peki? Hangi aşk? Hangi meslekten olursa olsun dışsallığın yani bir insanın hayatına dokunmanın sende yarattığı doyum duygusu..Peki kendi mutlu olamayan bir insan, çevresindekileri ve hatta insanlığı nasıl mutlu edebilir! Yapılan araştırmalar sosyal yönü kuvvetli, dostları bol insanların daha sağlıklı ve uzun yaşadıklarını göstermiş. Aslında insanın kendine yaptığı en büyük kötülük bu dünyanın çok kötü ve acımasız bir yer olduğuna kendini inandırması değil mi? Sakın bu düşünce kalıbı kendini gerçekleştirememiş, çok iyi yerlerde bile olsa, harika paralar bile kazansa kültür robotluğundan (Doğan Cüceloğlu'nun deyimiyle) çıkamamış insanların kalıbı olmasın! Kendini gerçekleştiremeyen insanların bu öğretiye inanmaları bir yana bundan da kötüsü bilinçaltısal olarak da başkalarının kendini bulup mutlu olmaması için çeşitli yollarla, bazen acıklı şarkılarla, bazen tv programları veya dizilerle, bazen bilge (!!!) büyük öğütleriyle bu öğretiyi yayması. Aman deyim benden uyarması! O yol doğru yol değil! Şimdiye kadar gördüklerim ve kendi deneyimlerimden çıkardığım sonuç; İnsan dünyaya acı çekmek için indirilmez, birey olmak, bilinç seviyesini yükseltmek, kendini gerçekleştirmek, mutlu ve huzurlu olmak, dünyaya, insanlığa katkıda bulunmak için indirilir. Bunun için önce kendinin gerçekten mutlu olması gerekir. Ama dünyaya acı gözlüğü ile bakanlar dünyayı öyle görür. Dünya güzel bir yer dostlar. İnsan insan için var. Herşeye anlam katan bazen uzakta çok konuşamadığımız ama hep yakınımızda hissettiklerimiz, bazen bir çoçuğun gülüşü, bazen öğrencilerinizin mutluluğu, bazen bir hastanın iyileşmesi ama hep insan insan için..Ve aşk sadece bir kişiye akamayacak kadar kuvvetli bir duygu. Hepinize kendinizi kendiniz gibi hissettiğiniz, sohbetine doyum olmayan, sizi geliştiren, vaktin nasıl geçtiğini anlamadığınız ve hayatınıza tarafsız tanıklık yapıp sizi en doğru yönlendiren dostlarlarla geçireceğiniz bir ömür diliyorum.

 

YORUMLAR

  • 3 Yorum
  • Öğrenciniz
    7 yıl önce
    Yaşadıklarınızdan o kadar iyi ders çıkarmışsız ki size anlatamam dersinize devam zorunluluğu olduğu için değil birey olmak,kendimi farketmek için güdülenmek için geliyorum resmen.Hayat enerjiniz o kadar yüksek ve pozitif ki o kadar neşelisiniz ki mesleğinizi sevdiğiniz o kadar belli ki sizi tebrik ediyorum yazmaya devam edin
  • Neşe Saraçer
    7 yıl önce
    Mükemmel sevecen ..aşkla yazılmış.. Ama en güzelide bu aşkı bu heyecani okura geçirebiliyor ..Ve okurda asķla heyecanlayapı*** işi severek yapabilen insan olabilmenin mutluluğunu yâşatiyor. Teşekkurler Beril .. ..Yüreğine ..heyecanına ..Bir tek kişıye akamayacak kadar evrensel aşkın aslında yaşamlarımızın temel noktası olduğunu hiçbir zaman unutmamamız dilegıyle..
  • Neşe Saraçer
    7 yıl önce
    Mükemmel sevecen ..aşkla yazılmış.. Ama en güzelide bu aşkı bu heyecani okura geçirebiliyor ..Ve okurda asķla heyecanlayapı*** işi severek yapabilen insan olabilmenin mutluluğunu yâşatiyor. Teşekkurler Beril .. ..Yüreğine ..heyecanına ..Bir tek kişıye akamayacak kadar evrensel aşkın aslında yaşamlarımızın temel noktası olduğunu hiçbir zaman unutmamamız dilegıyle..

Son Yazılar