Diyorlar ki idam gelsin. Önce donup kalıyorum sonra anlamaya çalışıyorum.
Çok öfkeliler falan. Peki idam isteyecek kadar öfke varsa bu insanlar
kadın ve çocuk haklarını korumak için daha önce ne kadar aktif bir şekilde
bir şeylerin peşinden koşmuş? Acaba bu idam istekleri içlerinde genel
anlamda ortaya çıkaramadıları hayata ve kendilerine duydukları öfkenin
tezahürü olabilir mi? Onlara sorsan asla! Hayatlarında ne var ki öfke
duyulacak? Ben söyleyeyim mi? Kendi hayatlarını yaşayamamaları. Siz
entellektüel seviyesi (göstermelik değil) gerçekten yüksek, sakin,
olaylara soğuk kanlı yaklaşabilen, kendini bilen birinin idam
isteyebileceğini düşünebiliyor musunuz?
İdam kötüdür. Hele Türkiye gibi hukukun her iktidara göre değiştiği,
demokratikleşme ve kurumsallaşma süreçlerini tamamlayamamış toplumlar için
kabus bile olabilir. Peki Türkiye’ye idam neden gelmemelidir sorusuna
benim yanıtlayabildiğim bir kaç cevap;
1) Bir ülkede idam varsa o ülkedeki özellikle şiddete yatkın ailelerin
çocukları bilinçaltısal olarak şiddeti meşrulaştırır. (Işid’deki
çocukların önlerinde özellikle kafa kesiyorlardı hatırlayın! ) Bu şiddet
eğiliminin göreceliliğine göre değişir. Ama mutlaka şiddet bir derece
meşrulaşır. Bu da uzun vadede o ülkedeki şiddet olaylarını arttırır. Bugün
idam kararı çıkan bütün ülkelere ayrıntılı bir bakın. Hepsinde şiddete
eğilim var. İdam olmasına rağmen seri katiller en çok ABD’den çıkıyor.
2) İdam cezası çocuk taciz ve tecavüzcülerine çıkacaksa bu ceza onlar için
caydırıcı olabilir mi? Yani bir bizim bakarken bile içimizin titrediği
küçücük evlatları öldürecek kadar his kaybına uğramış birini gerçekten
idamla caydırılabileceği düşünülüyorsa büyük yanılgı. Herkes maalesef ki
olaylara kendi vizyonundan baktığı için bu algı çıkıyor. Ama ruh sağlığı
yerinde insanlar için yaşam kıymetlidir. Depresyonda bile intihar olayları
artıyor. Böylesi şiddet eğilimi yüksek insanlar için zaten hayatta kalmak
birşey ifade etmiyor.
3) Türkiye gibi hukuk sistemi oturmamış ülkelerde idamın gelmesi bir başka
açıdan facia! Allah aşkına elinizi vicdanına koyup bir düşünün beş sene
öncesine kadar Ergenekon ve Balyoz’dan suçsuz yere içeri atılan bir sürü
insanın giden ömürlerinin hesabını kim verebildi bu ülkede? İntihar
edenler, hasta olanlar, küçücük evlatları olanlar.. Peki ya idam
yürürlükte olsaydı ne olurdu? Konuşması bile tüyler ürpertici. O bitti
Fetö’den suçsuz yere işten atılanlar, hapse girenler. Peki senin suçsuz
yere hapse girmeyeceğin ne malum? Türkiye’de yapılan araştırmalar
vatandaşların %85’inin Türkiye’de adaletli bir hukuk sisteminin varlığına
inanamadıklarını ortaya koymuş. Bu diğer ülkelere göre çok yüksek bir
rakam.
4) Daha acısı Türkiye’de gerçek anlamda disipliner çalışma olmadığı için
zamanlar ve zihinler haliyle büyük ölçüde boş. Boş zihnin kötü düşünme
eğilimi olduğu bilimsel bir gerçek. Üniversitedeki bilim insanlarının bile
sevmediği iş arkadaşını Fetö’cü diye ispiyonladığı bir ülkede yaşıyoruz.
Kimse kendi öfkesinden hangi kanunların nereye gidebileceğini ayrıntılı
düşünmüyor. Lütfen duygularımız bizi yönetmesin, biz duygularımızı yönetip
elimizi vicdanımıza koyalım. İdam en çok çocuk katili olacak kadar ruhunu
kaybetmiş insanların işine yarar. Beş dakika acı çekiyorsun olay bitiyor.
Bu kadar basit mi? Zaten o hayatını çoktan kaybetmiş.. Çok çok
ağırlaştırılmış cezalar evet ama idam hayır. Türkiye hala nedenini tam
anlamadığı Menderes’lerin, Gezmiş’lerin ve bir çoğunun (buna 18 yaş altı
dahil) idamlarının yasının altından kalkamadı. Bunların yaralarını
kapatamadı. Daha derinden ve geri dönüşü olmayan yasların yaşanmaması için
idam aslaaaaaaaa!
YORUMLAR