TATİLDEYKEN BAZI ZİHİN EGZERSİZLERİ
Beril Yaşar

Beril Yaşar

TATİLDEYKEN BAZI ZİHİN EGZERSİZLERİ

20 Ağustos 2018 - 19:21

 

 

Yarın Bayram ama tatilin üçüncü günü de bitmek üzere. Geriye kalıyor kocaman bir altı gün. Nerde olursunuz ne yaparsınız bilmiyorum ama büyük bir çoğunluk çalışmayacak. Kafanın stresli olmadığı zamanlar en azından bir yerlere yetişmek ya da bir işi yapmak zorunda olmadığınız zamanlarda naçizane gözlemlerinden bir kaç öneriyi ruhunuza sindirebilirsiniz;

- Defalarca gözlemledim hatta bence sizde dikkat edin çevrenizde güçsüz olduğunu düşünenler varsa hayat ona gerçekten o güçsüzlüğünü kanıtlamak için elinden geleni ardına koymuyor. Çok acı bir durum elbette ama örneğin yıllardır sohbetini, aşkını, şehvetini yitirmiş bir evlilikte kadın aldatılıyor ya da terk ediliyor. Ve malesef eşinin yaptıklarına yıllarca takılmaya devam ediyor. Adama birşey olmuyor da kadın hastalanabiliyor. Çok acı ama hayat sanki bize biraz güçlü ol ve kendini sev diyor. Yani yazılan bu senaryonun tamamı seni kendine ne kadar güçlü olduğunu kanıtlatmak için ama anlarsın anlamazsın o kişiye ait. Ne diyorduk hayat kendine yüklediğin anlam kadar. Hayat kendine acıyanları, kendini sevmeyenleri sevmiyor. Hatta kendini fazla sevenlerden bile daha az seviyor. Trump yıllar önce söylemiş hem çok daha zengin hem ABD başkanı olacağını. İyi bir insan mı elbette pek söylenemez ama istedikleri ve elde ettikleri ortada. Demek ki hayat kendini güçlü bulanları gerçekten çok seviyor ama yinede denge önemli elbette kendini sev, geleceğine dair inançlı planlar yap ama başkaları aman deyim ezmeden!

-Güçsüzlüğün bir diğer göstergesi savunma mekanizmaları. Acayip bir virüs! Virüsü aldıkça sorumluluktan kaçıldığı için müthiş bir rahatlama ama ardından çözülemeyen hatta zaman geçtikçe daha da karmaşık hale gelen problemler alıyor başını gidiyor. Su içsem yarıyor, metabolizmam yavaş, ben aileden şanssızım zaten, bizim kuşak böyle, zaten erkeklerin/kadınların huyları bu (terkedildiğinde), ben saçımı süpürge ettim.. Hepsi ama hepsi savunma mekanizması. Ve tüm savunma mekanizmalarında insanın kendiyle yüzleşmeyecek kadar güçsüz ve değersiz hissetmesi yatıyor. Hayatın sorumluluğunu almak gücünüze güç, sağlığınıza sağlık, enerjinize enerji hatta huzurunuza da huzur katar.

- Herkes herşeyi biliyor ama çok az insan olayları idrak ediyor ve hareketlerine yansıtıyor. Sanırım olumsuz düşünce ve davranış kalıplarımızı değiştirmek için yüzlerce kere kendimize hükmetmemiz gerekiyor. Bilenle idrak edebileni birbirinden ayıran yegane şeydir bu. Eğer birşeyi biliniyor ama ruhsal açıdan uygulamaya geçirilemiyorsa o bilginin kimselere faydası yok hatta zararı var çünkü bilmek ve uygulayamamak insanda daha beter değersizlik hissine neden olabiliyor. Ha bir de bilenin bilinç seviyesi yüksek falan değil uygulayanın yüksek.

 

- Bizim ilişkilerimiz neden kısa ömürlü ve yüzeysel? Bir sürü komplike faktör olduğu kesin. Hayatımıza girip çıkan bir sürü insanın olması da normal ama herşeye rağmen birkaç tane uzun ömürlü sıkı dost her derde deva. Üstelik yeni tip ilişkilerin önemli bir kısmında emek yok, acı yok, konuşulan konular yüzeysel nasıl söylesem bir gideri bir amacı yok. Kolay elde etmek ve sıkılınca kaçmak da cabası. Derinlik güzel şey dostlukta, aşkta, işinde güzel şey işte..

- Peki ya derinliği olmayan bir hayat ne kadar coşkulu olabilir? Bence hiç! Günü kurtarır ama kendini gerçekleştirmez. Yani dünyaya geliş misyonu tamamlanmadığı için içerde hep birşeyler eksik kalır. Bir amaçla bir dava ile hayat güzel. Kurtuluş Savaşı’nda askerlerimizin depresyona falan girdiğini düşünebiliyor musunuz mesela!

- Sosyal medyada bir yazı okudum kanım dondu; Ailesi ile arası iyi olmayan, ailesine karşı gelenin hayatı hiçbir zaman yoluna girmezmiş. Ciddi misin! Ben sana bir hikayeler anlatırım sıkıyorsa o anne babalarla buyur sen iyi geçin. Çok yanlış şeyler bunlar çok. Çocuğun nefret etmesi gereken birini sevmeye çalışması ve sevmezse herşeyinin kötü gideceğini iddia etme ruha tecavüzden başka birşey değil. Zamanı geldiğinde affedebilir ama onun bileceği iş.

- Şehirdeki birinin değersizlik duygusu köydeki birinin değersizlik duygusundan çok daha yüksek. Çünkü olması gereken bir sürü şey var; çok sorumlu bir anne-baba, çok iyi bir meslek sahibi, ev her zaman temiz, vücut her zaman fit, görüntü her zaman bakımlı, çocuklar her zaman çalışkan..Tamam güzel de bunların hepsinin tam tekmil olduğu ve çok huzurlu olan bir hayat gösterin. Mükemmeliyetçilik şehirlileşmenin ve kapitalizmin ortaya çıkardığı patolojilerden dikkat etmek lazım.

- Ruhumuzu doğru düşüncelerle, vücudumuzu sağlıklı besinlerle, etrafımızı gerçek eş dostlar, sıcacık sohbetlerle geçireceğimiz bir bayram diliyorum hepimize..

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar