Öncelikle Merkez Bankası’nın yılın ilk toplantısında faiz artışına karar vermesi beklenen bir durum olmakla beraber; hala daha ekonomi tarafından bakınca sorgulanması gereken bir durumdur. Nedense Türkiye özellikle son iki yıldır ekonomik kararlarını siyaset üzerinden fiyatlamakta, ona göre tepkiler vermektedir. Beklentiler ekonomik ama gerekçeler siyasi…
Bu arada kredi notumuzu kıran Fitch’in saydığı gerekçeler de ilginç. “Ekonominiz kötü; batmış, bitmiş gitmişsiniz” demedi. “Ülke borç batağında, enflasyon tepeleme, devlet vergi toplayamaz olmuş, aşırı harcamalar var!” demedi. Bankalar bitik, reel sektör kalmamış da demedi. İşte Fitch’in gerekçeleri:
· Siyaset ve güvenlik alanındaki gelişmeler ekonomik performansın iyileşmesine engel oluyor. Haliyle kurumsal bağımsızlık da zedeleniyor.
· Siyaset istikrarlı ama güvenlik hala ciddi bir risk olmaya devam ediyor.
· Referandum sonrası iktidarın yönetim-denetim ve denge mekanizmalarını yönetebilmesi konusunda riskler bulunmakta.
· Olağanüstü hal devam ediyor.
Ekonomiye verilen puanların ekonomik olmayan gerekçeleri böyle iken bir gerçek daha teyit edilmiş oldu: Ekonomi sadece ekonomik verilerle değerlendirilmiyor. Sağı siyaset, solu hukuk, önü sosyal düzen, arkası nitelikli toplum, altı üstü güvenlik…
Fitch 19 Ağustos’taki değerlendirmesinde de Türkiye’nin kredi notunu BBB- (yatırım yapılabilir seviye) olarak teyit ederken 15 Temmuz’la bağlantılı değerlendirmelerde bulunmuştu. Siyasi istikrarın sağlanması için iktidarın risklerini azaltması, artan terör eylemleri ve güvenlik ortamının kötüleşmesi nedeniyle görünümü durağandan negatife indirmişti. Siyasi ortamın kırılgan yapısı, artan belirsizlik ekonomik performansı etkilemesi ve ekonomi politikalarının etkinliğini etkilemekte haliyle ülkeye bakış çok olumlu olmamaktadır.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının da hizmet verdiği bir kitle var şüphesiz. Bu yüzden tek kredi kuruluşuna kimse bağlı kalmak istemez. Sonuçta birikimlerin değerlendirilmesi gerek, çeşitlendirme bu yüzden önemli. Kendi kredi derecelendirme kuruluşumuzu kuramıyoruz. Sonuçta uluslararası borç verenlerin baktığı temel bazı hususlar var dikkat etmek gerek.
Notların yeniden lehimize çevrilmesi hususu da ülkenin yönetim performansına bağlı olarak gelişecektir. Konu yine 15 Temmuz’a geliyor; darbe ortamının sona ermesi, yapısal reformların öne alınması, işleyen bir hukuk sistemi ve bağımsız yargı “güven”in tesis edilmesi konusunda önemli bir adımdır.
YORUMLAR