2019 yılı bütçesi başkanlık sisteminin ilk bütçesi olarak hazırlandı. Anayasa ve TBMM içtüzüğünde yapılan düzenlemelerden sonra bütçenin hukuki yanı da sağlanmış oldu. Yine mali yıldan 75 gün önce meclise sunulan bütçe “ekonomik türbülans” aşamasının en yoğun olduğu günlerin “gölgesi altında” meclise sunuldu. Gerek OVP (Orta Vadeli Program) yerine açıklanan YEP (Yeni Ekonomik Program), gerekse Enflasyonla mücadele programı yeni bütçeden daha fazla ilgi görmüş oldu.
Daha önceden alışageldiğimiz bütçeler dışında bir bütçe ile karşılaştık. Yatırım ve üretimin hedeflendiği, sosyal programların başı çektiği bir yatırım bütçesinden ziyade “eli sıkı” bir bütçe teklifi gündeme geldi. Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirilecek yeni yapılanma, tasarruflar, enflasyon ve kur ataklarına karşı “raporlama ve izleme” süreçleri daha fazla ilgi çekti.
Öncelik Maliye Politikasında
2019 Bütçesinin harcama yanı 961 milyar TL olarak bütçe önerisinde yer almıştır. Gelirler 867,3 milyar TL olarak teklif edilmiştir. Bu haliyle 2019 bütçesinde 93,6 milyar TL açık planlanmaktadır. Bunun oransal karşılığı %2,2’dir. Son on yılın bütçelerinde görülmeyen bir bütçe açığı rakamıdır. 2018 yılı bütçesinde bu oranın %1,9’da kalması beklenmektedir. Yine 2018’e göre kıyaslandığında, bütçe teklifinde yer alan 66 milyar TL olarak hedeflenen bütçe açığının, yaklaşık %50 fazlası, 2019 için teklif edilmiş bulunmaktadır. Ekonomik dalgalanmalar nedeniyle bu oran yükselmiş olsa da risk sınırında değildir.
Bilindiği gibi AB Maastricht dönüşüm kriterlerinde üye ülkelerin bütçe açığının en fazla %3 olması hedeflenmişti. Türkiye’nin oranının bu dönüşüm rakamlarının altında kalması, şimdilik ekonominin kontrol altında tutulmasının bir göstergesi olarak görülebilir. Bilindiği gibi İtalya’nın yüksek borç yükü (%131,8) nedeniyle, 2019 bütçesinde hedeflenen açığının (%1,6) Maastricht kriterlerinin altında tutulmuş olmasına rağmen, AB Komisyonu bütçe teklifini reddetmişti.
SGK Açıkları ve EYT
2019 Bütçesinde, Hazinenin SGK’ye yapmış olduğu transferler bütçedeki “kara delik” olma özelliğini korumaktadır. Bütçe açığından fazla bir miktar SGK açıklarına gitmektedir. TBMM’de tartışmalara neden olan emeklilikte yaşa takılanlar konusu bu konu ile birlikte değerlendirildiğinde konunun popülist politikalara kurban edilmeyecek kadar önemli olduğu görülecektir. 500 bin yaşa takılan ve 100 bin kadar gün eksiği bulunan toplam 600 bin yeni Emekli kitle bu açıkların daha da içinden çıkılmaz hale gelmesi sonucunu doğuracaktır. EYT sürecinin bu şekilde sonuçlanmış olmasının sebebi tamamen “ekonomiktir”. Sosyal Güvenlik açıkları bütçe açığından fazladır, haliyle bu sorunun bu şekliyle yönetilmesi mümkün olmadığı gibi, EYT gibi yeni bir yük alması da çok mümkün görünmemektedir. 16 yıllık bütçe yükünün 500 milyar dolarla ifade edildiği bir dönemde bu teklifin riskli bulunması normaldir.
Faizler
Son yıllarda yıllık 50-60 milyar TL olarak devam eden bütçedeki faiz yükünün 117 milyar TL olarak açıklanması faizin katlandığının bütçedeki yansımasıdır. Faizler devam ettikçe ekonomideki verimlilik ve istikrar gerilecektir.
YORUMLAR