Şeytan, eline aldığı dünya küresini stres atmak için çevirdikçe çeviriyordu. Captain Black tütününü piposuna basarken, burnundan ateşler çıkıyor adeta dünya küresini yakmak istiyordu.
Piposuna özenle yerleştirdiği tütünü Trump çakmağı ile yakmaya başlamıştı ki, Merkel’in sesi duyuldu telefonda; “Trump bana neden elini vermedi, ben ona ne yaptım ki!” Pis kanlı ağzından akan salyaları kıllı dirseğine silen şeytan “Ona da sıra gelecek şimdi önemli bir işim var” diyerek pipoyu ateşledi.
Her pipo yakışında işler ters gidiyordu. 1071 yılından bu yana 938 yıldır en rahatsız dönemini geçiriyordu. Şeytan, oldum olası, milyonlarca yıldır bu kadar rahatsız olmamıştı. Küreye bakınca bir ayağını Karadeniz’e diğer ayağını Akdeniz’e sokarak adeta bir at gibi şahlanan Türkiye haritasına bakarak “Binmek istiyorum” diye haykırdı. Her haykırışında salgıladığı gaz sarin gazına dönüşüyor ve masum insanları kitlesel olarak katlediyordu.
15 Temmuz gecesi elleri ile Boğaziçi Köprüsü’ne tutunarak Türkiye üzerine binmek istemiş piposunu yakayım diye poposunu ateşlemişti. Bu telaşla ve can havliyle ateş kusmaya başlamış ve 240 Türk vatandaşı şehit düşmüştü.
Şeytanın hesabı bitmemişti henüz! Yanında küresel şeytanlar, Avrupa devlet başkanları ve istihbarat uzantıları diğer iblisler mevcuttu… 938 yıldır mücadele ediyor ve bir türlü hayali olan ata binip bir ayağı Karadeniz bir ayağı Akdeniz sularıyla ıslanmasını içindeki 1000 yıllık ateşin sönmesini bekliyordu.
Bir 28 Şubat günü popülist dans yarışmasında dönemin ağır sanayici siyasetçisi Erbakan’ı yok etmek için “Post modern” darbe girişimini gerçekleştirmek maksadıyla Türkiye medyasını uzun kıvrılmış içi insanlığa ihanet eden tırnaklarıyla saydığı paralarla satın almış, yanında yine “Tapınak Şövalyeleri” adı altında soykırım yapan, kendisinin temsilcisi Azrail ordusuyla birlikte ağzı sulanarak dünyayı ele geçirmeyi hedefler, “Her şey bitti kazandım” derken mum sandığı ampul yanmaya ve morali bozulmaya başladı.
Şeytan piposunu tüttürdükçe yer sarsıntıları artmaya başladı. Kendi etrafında halka olan ilahi kelime fırtınasından korkuyordu. Korunmak için, insanın ne kadar kötü bir yaratık olduğunu yaratıcıya ispat etmeye çalışıyor ve bu konuda baş iblisi kendine rehber ediyordu.
Tek umudu kalmıştı bu da 15 Temmuz’da “Başka bir bahara” demesine yol açmıştı.
Şeytan, Sam AMCA ve İngiltere ile birlikte aciz Avrupa ülkelerini de yanına alarak Karadeniz ve Akdeniz’e ayaklarını sokmak ve Türkiye atının şahlanışını dizginlemek istiyor, başarılı olamıyordu.
16 Nisan Cumhurbaşkanlığı sistemi için ‘ Evet/Hayır’ oylaması yapılacak denince çıldırmıştı!
Milyonlarca yıldır bildiği tüm hileleri ortaya koydu, Türkiye için “Evet” demek kendi sonuydu. Yaklaşık 1000 yıldır beklediği tüm hayalleri yıkılacaktı ve öyle oldu. Şeytanın sonu gelmişti.
Şeytan piposuna tütün takviyesi yapmak için etrafına baktı, yakmalıydı çünkü kan istiyordu. Yeni hedefler koymalı, piposunu ateşlemeliydi. Beşar ESAD şeytana boru döşemiş ve Ortadoğu’nun kanını akıtıyor, beş para almıyordu.
Kendisine kabir azabı veren ve 1071 yılından beri 938 yıllık hayaline ramak kalmışken bunu rafa kaldıran, iradesini ortaya koyan kadim Türk Milleti’nin sarsılmaz gücü karşısında çaresizdi. İçini derin bir öfke ve kin kapladı.
Pis elleriyle poposunu kaşıyıp, kuyruğunu sallayarak Avrupa’nın içine gömülmeden önündeki küreyi bir kez daha döndürdü ve ağzından şu cümle döküldü: “Evet’ de olsa ‘Hayır’ da olsa ben bu milleti mağlup edemem!”
YORUMLAR